Aslında her şey öyle değil midir hayatımızdaki? Uyuyunca geçmez mi? Ayık kafayla başa çıkamadığımız tüm sorunlar, sıkıntılar, acılar, kederler... Belki de uykuya düşkünlüğüm bu yüzdendi...
"Bu gece, bu gece,
Uykusuzum, kederliyim, deliyim.
Yüzümde uzak sevgilerin derin aydınlığı,
Durmalıyım şehir şehir, yıldız yıldız karanlıkta,
Bu gece ölmemeliyim."
~Fazıl Hüsnü Dağlarca~
Pepuk kuşu efsanesini bilir misiniz? Bu kitabı görene kadar bilmiyordum ben. Bu efsane Doğu’da bilinirmiş aslında. Dersim yöresinde geçtiğine inanılan aileden çocuklara aktarılan bir efsane. Ferhat Tunç’un seslendirdiği “Uçurum” şarkısı da bu efsaneden bahseder. Tıpkı Serhat Güven’in “Pepuk”ta bahsettiği gibi. Pepuk kuşunun Türkçe karşılığı guguk kuşudur. Efsanenin kökeni aslında bize hikayelerde anlatılan kötü üvey anne tiplemesinden ortaya çıkmıştır. Ama efsaneyi onlardan ayıran en büyük fark da iki kardeşin birbirlerine olan bağlılıklarıdır.
Kitaba gelecek olursak kitabın dili oldukça akıcıydı. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen Anadolu'da yaşanan bir efsaneyi konu alarak hikayeyi hoş bir şekilde yazıya dökmüş ve gayet güzel olmuş.
Okumak için Ege’nin küçük kasabalarından birine gelen bir grup arkadaşın değişen, değiştikçe kenetlenen, kenetlendikçe kararan hikâyesini okurken, kulağınızda Eren’in buğulu sesinden bir şiir duyacak, teninizde Ege’nin turunç esintisini, damağınızda karanfilli çayın keskin tadını ve kalbinizde sevdiklerinizden ayrılmanın acısını hissedeceksiniz.
Kitabın son sayfasını okuyup kapağını kapattığınızda, pepuk kuşunun acı çığlığını duyarsanız eğer irkilmeyin, çünkü artık onun ne söylediğini çok iyi anlıyor olacaksınız.
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim:
Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm)
Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT
Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT