SERHAT GÜVEN &PEPUK
Bu kitapla üniversite yıllarımda tanışmıştım hikayesi o kadar derinden etkilemişti ki beni tekrardan alıp okudum
"Pepuk kuşuyla ilgili, Anadolu'da anlatılan çok eski bir efsane vardır. Aydın, Tunceli ve Diyarbakır üçgeninde geçen bu hikaye, pepuk kuşu efsanesinin yeniden canlanıp dile gelişidir."
Okumak için Ege'nin küçük kasabalarından birine gelen bir grup arkadaşın değişen, değiştikçe kenetlenen, kenetlendikçe kararan hikayesini okurken, kulağınızda Eren'in buğulu sesinden bir şiir duyacak, teninizde Ege'nin turunç esintisini, damağınızda karanfilli çayın tadını ve kalbinizde sevdiklerinizden ayrılmanın acısını hissedeceksiniz.
Kitabı okurken yüreğiniz sızlayacak, gözleriniz dolacak belki biraz da gülümseyereksiniz . Kitabın son sayfasına gelince de öyle bir hayrete düşeceksiniz ki...
Alıntı: "Bakma. Bakma, gözlerinde müebbet ömür biçilir, yıkılır aşılmaz sandığım dirayetimin bentleri, bakma. Bakma acım diner, yaram düşer bakma. Kaldır nazarındaki tılsımını, yükünü benim diyen katarlar taşıyamaz, yalvarırım bakma...
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz.
Nehirler kendi suyunu içemez.
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez.
Güneş kendisi için ısıtmaz.
Ay kendisi için parlamaz.
Çiçekler kendileri için kokmaz.
Toprak kendisi için doğurmaz.
Rüzgâr kendisi için esmez.
Bulutlar kendi yağmurundan ıslanmaz.
Doğanın anayasasında ilk madde şudur;
Her şey birbiri için yaşar!
Birbiri için yaşamak doğanın kanunudur.
Bütünlüğü anlatırdı, özü iki cümleydi;
'Ben, biz olduğumuz zaman ben olurum'
'Ben, ben olduğum için sen sensin.'
Aslında her şey öyle değil midir hayatımızdaki? Uyuyunca geçmez mi? Ayık kafayla başa çıkamadığımız tüm sorunlar, sıkıntılar, acılar, kederler... Belki de uykuya düşkünlüğüm bu yüzdendi...
"Bu gece, bu gece,
Uykusuzum, kederliyim, deliyim.
Yüzümde uzak sevgilerin derin aydınlığı,
Durmalıyım şehir şehir, yıldız yıldız karanlıkta,
Bu gece ölmemeliyim."
~Fazıl Hüsnü Dağlarca~
Pepuk kuşu efsanesini bilir misiniz? Bu kitabı görene kadar bilmiyordum ben. Bu efsane Doğu’da bilinirmiş aslında. Dersim yöresinde geçtiğine inanılan aileden çocuklara aktarılan bir efsane. Ferhat Tunç’un seslendirdiği “Uçurum” şarkısı da bu efsaneden bahseder. Tıpkı Serhat Güven’in “Pepuk”ta bahsettiği gibi. Pepuk kuşunun Türkçe karşılığı guguk kuşudur. Efsanenin kökeni aslında bize hikayelerde anlatılan kötü üvey anne tiplemesinden ortaya çıkmıştır. Ama efsaneyi onlardan ayıran en büyük fark da iki kardeşin birbirlerine olan bağlılıklarıdır.
Kitaba gelecek olursak kitabın dili oldukça akıcıydı. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen Anadolu'da yaşanan bir efsaneyi konu alarak hikayeyi hoş bir şekilde yazıya dökmüş ve gayet güzel olmuş.
Okumak için Ege’nin küçük kasabalarından birine gelen bir grup arkadaşın değişen, değiştikçe kenetlenen, kenetlendikçe kararan hikâyesini okurken, kulağınızda Eren’in buğulu sesinden bir şiir duyacak, teninizde Ege’nin turunç esintisini, damağınızda karanfilli çayın keskin tadını ve kalbinizde sevdiklerinizden ayrılmanın acısını hissedeceksiniz.
Kitabın son sayfasını okuyup kapağını kapattığınızda, pepuk kuşunun acı çığlığını duyarsanız eğer irkilmeyin, çünkü artık onun ne söylediğini çok iyi anlıyor olacaksınız.
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim:
Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm)
Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT
Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT