Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Elin oğlu prens olmadan, seni prenses yapmaz.
Bazılarının hayatında, evet dediğin kadar varsın. Bazılarının hayatında, itaat ettiğin kadar varsın. İlk hayır dediğinde, İlk sınır çiziminde, İlk hakkını aradığında şaşırırsın o gözünde yücelttiğin insana. Seni nasıl bir hareketle nasıl gözden çıkardığına inanamazsın. Önce çok üzülür, sonra onun vefasızlığına öfkelenir, ve en son da kendine kızarsın. Kendine kızarsın çünkü hak etmemişsindir bunu. Hak etmemişsindir "kendin oldun"diye dışlanmayı. Hak etmemişsindir seni değersizleştirmesini. Neyse ki böyle birini kaybetmenin bedelini kendini kazanarak tamamlarsın. Bu sayede kendini ihmal ettiğini, başkasının memnuniyetine esir ettiğini, kendini onaylamayla beslediğini fark edersin. Onları affeder, yoluna devam edersin. Onlar farkında olmadan seni sana kazandırmıştır. Teşekkür edip, hoşça kal diyebilirsin. Unutma ki, kaybeden değil kaybedilensin. Bazılarının hayatında, işlerine yaradığın kadar varsın.
Sayfa 167 - Mona
Reklam
Hayır dediğin veya onun istediğini yerine getirmediğin zaman sevgilin ne yapıyor? Seni ciddiye alan, seven bir insan bir şeye hayır dediğin için seni silmez, senden uzaklaşmaz, seni hemen değersizleştirmez. Ama bazı insanlar sırf istedikleri olduğu sürece sana iyi davranır. Eğer sevgilin onun istediklerini yaptığın sürece iyi davranıyor, istemediğini yaptığında geri çekilip, alınıp, darılıyorsa onun sevgisi ve seni gerçekten ciddiye alıp almadığıyla ilgili büyük bir soru ortaya çıkıyor. Bu da önemli bir parametre. ️
Sayfa 128 - Mona
Seni temsil eden davranışlarındır, niyetlerin veya beklentilerin değildir.
Sayfa 118 - Mona
Prof. Dr. Byron Norton’un çok meşhur bir sözü vardır: “Bir çocuğun üç ebeveyni vardır; birisi annesi, diğeri babası üçüncüsü ise anne ile baba arasındaki iletişim/davranış. Bu üçüncü ebeveyn çok etkilidir.” İşte çocuktan bu üçüncü ebeveyni saklayamazsınız. O, tüm çıplaklığı ile hep kendini ortaya koyar. Çocuğun üçüncü ebeveyni olan anne babanın evliliğinde, çocuk yavaş yavaş olup biteni yakalamaya başlar: “Anne, babama niye sarılmıyorsun?” “Baba, annemi neden öpmüyorsun?” “Anne, babamla hiç konuşmuyorsun!” “Baba annemle hiç şakalaşmıyorsun.” “Neden beraber uyumuyorsunuz?” “Neden el ele tutuşmuyorsunuz?” Ve daha nicesi... Ve sen “Bu onların iyiliği için” adı altında bu sahneyi sürdürdükçe, onların evliliğe olan saygısı, güveni, inancı zedeleniyor. “Buysa evlilik, evlenmek çok da gerekli değil”i düşünmeye başlıyor.
Sayfa 199 - Mona
Kişisel gelişimi en çok tökezleten tutum; aşırı kontrol, müdahale, değersizleştiren ve bağımlı büyüten aile tutumudur. Bunlar içinde kontrol etmek, müdahale etmek ve bağımlı yetiştirme, sınır ihlalidir. Çocuğa çok müdahale etmek, her şeyi hatırlatmak, her şeyi bilmek istemek, yapılanlarda kusur bulmak, yapanın kendi sınırlarını ihlal edip çocuğun sınırlarını yıkmasıdır. Yine çocuğun tüm sorumluluklarını almak, onun yerine karar vermek, aşırı korumak da çocuğu bağımlı hale getirip çocuğun alanına müdahaledir. Bu ailelerde büyüyen birinin evlilikte ilk yaşayacağı şey, ailesi ile eşi arasında kalmaktır. Gerek kök ailesinin müdahaleye devam etmek istemesi gerekse eşinin kontrolüne girmesi, arada kalmayı arttırır. Bu şekilde büyüyen biri, kendi başına karar vermekte de zorlanacağı için çoğu zaman şematik döngüyü sürdürecek birini yani bir kontrolcüyü seçer. Bu durumda annesine benzeyen bir kadınla ya da babasına benzeyen bir erkekle evlenmesi tesadüf olmamaktadır.
Sayfa 144 - Mona
Reklam
Sınır çizmek; kendine de başkasına da hayır diyebilmektir.
Sayfa 131 - Mona
Onun hayatında neredesin? Geleceğinde var mısın? O seni gelecekteki yaşamının içine koymuyorsa, o zaman sen onu geçmişte bırakacaksın. Kuralımız şu; bir insan seni kendi geleceğine koymuyor ama sen bunu ısrarla istiyorsan bil ki eninde sonunda tatsız bir sonla karşılaşacaksın.
Sayfa 126 - Mona
İnsan ancak kendisi olduğu yerde mutludur. İnsan ancak olduğu gibi kabul gördüğü yerde güvende hisseder. İnsan ancak korku ile değil, sevgi ile bağlı olduğu kişiye kendini ait hisseder.
Sayfa 191 - Mona
Karabatak tipler, askıda tuttukları kişilerle kendi istek ve ihtiyaçlarına göre hareket ederler. Canı yanar gelir, canı sıkılır gelir, canı çeker gelir. Doyduğunda da gider. Şimdi senin dinamiklerin de buna uygunsa, sen de benzer tatminler için kapı aralarsın. Eğer ciddi bir ilişki -illaki evlilik olması gerekmiyor- istiyorsan, bir karabatak senin sadece dengeni bozar. En baştan kararını vermelisin. Çünkü geçici ve anlık ilişkiler yaşamında ne kadar çok yer kaplarsa, ciddi ilişkiler o kadar zor şans bulur hayatında.
Sayfa 114 - Mona
885 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.