Ben sana ölümün kıyısında yaşama tutunmuş bir hayattan geliyorum...
Ötesi berisi olmayan sadece ötelenmiş bir hayatın en ince ipine tutunmuş. Kaybedecek birşeyi olmayan ama sürekli kazanmaya çalışılan hayatın tam içinden...
Kitabı okurken aslında merak ettiğim tek bir konu vardı.
Bunca olumsuz satırları kaleme alırken Sevdiği insan
Kitabın yazarı sevgili Esra Arslan'ın eski sevgilisi ve ya sevgililerine laf sokucam diye, kendini paraladığı kitap. Bilgisayarın başına geçmiş, arka planda radyo d açıkmışta, orda çalan şarkılardan kelimeler seçip yazmış gibi.
''Bazı kadınlar'' ile başlayan onlarca cümle var.
Ve.... ile başlayıp yüklemi sonda olmayan onlarca cümle var- Ki bu beni çıldırtır.
Ha bire saçlarım, saçlarımın ucu kırıldı, saçlarım dolandı diye anlamsız anlamsız cümleler var. Saç takıntılıysa demek ki...
Çok sığ cümleler var.
Şımarık, asi kız rolüne bürüncem diye, acayip bir şey çıkmış ortaya
Kitapta devamlı Sezen Aksu şarkılarına atıf var ve sezen aksudan ''sezen'' de ''sezen'' diye bahsediyor. Sanki oturup birlikte rakı içiyorlar, öyle bi yapış yapış samimiyet...
Aynı kulvarda koştuğu Serkan özel, falan filandan daha iyi olduğunu da söylemeden edemeyeceğim.
Bazı kadınlar, ve, kahve, çay, saç, aşk, acı
bu cümleleri kullanarak siz daha iyisini yazabilirsiniz.
Pek çok kimseye göre Joseph Arthur de Gobineau, ırkçılığın babası hatta peygamberi. Bin Bir Gece Masalları başta olmak üzere, Türk, Arap ve Fars masallarını okuyarak büyüyen, Oryantalist olmaktan başka bir hayali bulunmayan Gobineau, henüz 19 yaşında iken yazar olabilmek için parasız pulsuz bir şekilde Paris’e taşınmayı bile göze alacak kadar