Dün gece, göz göze geldik bir yalnızlıkla. Kalbi kırık kimsesiz bir rıhtımda Yabancılık çekmedim hiç Gözleri, aynı senin gözlerin, Gözleri kuytu, Gözleri derin...
Zaman, can çekişirken, Akrep yelkovan, arasında; Bir adım öteye gidemezken geceden, Ay, ışığını çekerken sinesine, Yıldızlar çekilirken kuytu karanlıklara, Hüzün, bakır bir çaydanlıkta demleniyordu, Ve ben, son sigaramdaki dumanları da hapsediyordum içime, Saat on ikiyi beş geçiyordu.Ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm; Masum, yalınayak çocukluğum; Umudun kıyısından geçmeyen gençliğim, Ulu orta seriliyordu, harami sofrasına, Düş bahçelerim yağmalanıyordu,
Reklam
Herkes beni sevdaya asi sanır, Oysa Aşk beni nerde görse tanır…
Herkes beni sevdaya asi sanır ; Oysa aşk beni nerde görse tanır…
Herkes payına düşeni alıp giderken. Bütün kimsesizliğimle, Bütün çaresizliğimle, Bütün çıplaklığımla, kalıyordum karanlığın koynunda; Üşüyordum, Tepeden tırnağa buz kesiyordu yalnızlık. Saat on ikiyi beş geçiyordu.Dişlerimle, şafağı sökmek isterken karanlığın göğsünden; Gün ağarıyordu saçlarıma, Tel tel, Raylarımdan çıkıyordum, Vagonlarım kopuyordu bir biri ardına, Savruluyordum, Bir cinayete kurban gidiyordum, Kaza süsü verilmiş, Faili meçhul bir ölüm biçiyordu terzi masasında, Bir tabuta çivileniyordum. Saat on ikiyi beş geçiyordu.
O zamanlar, şairin "güzel günler göreceğiz çocuklar” sözüne kanıyorduk Çocuktuk işte, inanıyorduk ...
Reklam
377 öğeden 551 ile 377 arasındakiler gösteriliyor.