Herkes beni sevdaya asi sanır, Oysa Aşk beni nerde görse tanır…
Dün gece, göz göze geldik bir yalnızlıkla. Kalbi kırık kimsesiz bir rıhtımda Yabancılık çekmedim hiç Gözleri, aynı senin gözlerin, Gözleri kuytu, Gözleri derin...
Reklam
Zaman, can çekişirken, Akrep yelkovan, arasında; Bir adım öteye gidemezken geceden, Ay, ışığını çekerken sinesine, Yıldızlar çekilirken kuytu karanlıklara, Hüzün, bakır bir çaydanlıkta demleniyordu, Ve ben, son sigaramdaki dumanları da hapsediyordum içime, Saat on ikiyi beş geçiyordu.Ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm; Masum, yalınayak çocukluğum; Umudun kıyısından geçmeyen gençliğim, Ulu orta seriliyordu, harami sofrasına, Düş bahçelerim yağmalanıyordu,
Herkes beni sevdaya asi sanır ; Oysa aşk beni nerde görse tanır…
Tut Yüreğimden Ustam
Ustam! Aklım firarda. Gözbebeklerim de müebbet hüzün, Dilimde ay kesiği bir yara, Düşüm kırık dökük, Umudumun boynu bükük, Bir öksüzün omuzlarında sukut. Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Herkes payına düşeni alıp giderken. Bütün kimsesizliğimle, Bütün çaresizliğimle, Bütün çıplaklığımla, kalıyordum karanlığın koynunda; Üşüyordum, Tepeden tırnağa buz kesiyordu yalnızlık. Saat on ikiyi beş geçiyordu.Dişlerimle, şafağı sökmek isterken karanlığın göğsünden; Gün ağarıyordu saçlarıma, Tel tel, Raylarımdan çıkıyordum, Vagonlarım kopuyordu bir biri ardına, Savruluyordum, Bir cinayete kurban gidiyordum, Kaza süsü verilmiş, Faili meçhul bir ölüm biçiyordu terzi masasında, Bir tabuta çivileniyordum. Saat on ikiyi beş geçiyordu.
Reklam
427 öğeden 661 ile 427 arasındakiler gösteriliyor.