Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DENİZ BEY TAYİP ERDOĞAN'IN ÖNÜNÜ NEDEN AÇTI?
"Dinin sermaye yapıldığı ve Allah'ın yarışa sokulduğu bir oylama demokrasinin yansıması olabilir mi?"
Sayfa 39
ÂLİMLERİN VE AYDINLARIN GÖREVİ
Âlimlerin görevi, tarihte hayata hâkim olmamış olan dini, hayata geçirmek ve yerleştirmek için mücadele etmektir. İnsanlık, artık bu olgunluğa erişmiş, vicdanî ve dinî özgürlüğünü elde etmiş olmalıdır. Dolayısıyla da tevhidin, tağutperestlikten farklı olduğu ve şirkin tevhid örtüsünü yalandan yüzüne örttüğü anlaşılmalı ve bu örtü paramparça
Reklam
Bu Koronavirüs saldırısı, insanlığa çok açık biçimde şu mesajı veriyor: “Proletarya Enternasyonalizmine geçin!” (Proleter enternasyonalizm, işçi sınıfına ait bütün dünyadaki insanların millete bakmaksızın dünya devrimini gerçekleştirmek için birlik içerisinde hareket etmesi gerektiğini söyleyen Marksist sosyal sınıf teorisidir.) Çünkü
Nietzsche'ye göre kötü vicdan, “kanın ve işkencenin kokusunun ”dünya üzerinden çekilmesiyle egemen olur. Öncesinde değer yaratıcı iyi vicdanlı “soylu" kimselerin yanında, bu değerlere tepkiyle (itaat ya da isyanla) var olan kötü vicdanlılar her zaman olmuştur. Ancak modernlikle beraber kötü vicdan asıl yaratıcı çerçeveyi oluşturur. Modernliği müjdeleyen Kant’ın metinlerinde dahi, “vahşetin kokusunu” almak hâlâ mümkündür (2007: 41). Kant sonrasinda bu değişim tamamına erer ve intikama duyguların karartıldığı, “hayvan insanın kendi güdülerinden utandığı”bir dönem başlar. Dünyevi bir sofuluk içinde, dinin muhteva olarak geri çekildiği ama biçim olarak daha da ağırlaştığı bir zamanın çileciliği kendisini duyurur. Bir bakıma modernlik, Homerik zamanların sonundan bu yana, intikamın, vahşetin üzerini örtmek için, Hıristiyan gelenek içerisinde yaratılmış bir başka dindarlıktır. Tanrı’nın dünya işlerinden geri çekilmesiyle yüzünü gösteren, dünyevi sofuluk ve nihilizmin tanrısıdır. Dünyevi uğraşlar, ötedünya işlerinden kalan boşluğu doldururken, çalışma ve meslek hayatına ait farklı bir çilecilik, maneviyat gereksinimini karşılamaya koşulur. Bu değişimin bir başka karşılığı da, sekülerliğin din halini almasıdır. Bu sayede, sözgelimi Protestanlıkla beraber, bir zamanlar küçük görülen tüccarların yaptıkları tinsellikle donanır. Tüccar, burjuvaya dönüştükçc, sermayesiyle beraber hıncını da biriktirir. Bir türlü biriktirdiğini harcamayan püriten girişimci gibi, hıncını intikama tahvil etmez, farklı girişimlerde sermaye gibi kullanır.
Nietısche’ ye göre kötü vicdan, “kanın ve işkencenin kokusunun ”dünya üzerinden çekilmesiyle egemen olur. Öncesinde değer yaratıcı iyi vicdanlı “soylu" kimselerin yanında, bu değerlere tepkiyle (itaat ya da isyanla) var olan kötü vicdanlılar her zaman olmuştur. Ancak modernlikle beraber kötü vicdan asıl yaratıcı çerçeveyi oluşturur. Modernliği müjdeleyen Kant’ın metinlerinde dahi, “vahşetin kokusunu” almak hâlâ mümkündür (2007: 41). Kant sonrasinda bu değişim tamamına erer ve intikama duyguların karartıldığı, “hayvan insanın kendi güdülerinden utandığı”bir dönem başlar. Dünyevi bir sofuluk içinde, dinin muhteva olarak geri çekildiği ama biçim olarak daha da ağırlaştığı bir zamanın çileciliği kendisini duyurur. Bir bakıma modernlik, Homerik zamanların sonundan bu yana, intikamın, vahşetin üzerini örtmek için, Hıristiyan gelenek içerisinde yaratılmış bir başka dindarlıktır. Tanrı’nın dünya işlerinden geri çekilmesiyle yüzünü gösteren, dünyevi sofuluk ve nihilizmin tanrısıdır. Dünyevi uğraşlar, ötedünya işlerinden kalan boşluğu doldururken, çalışma ve meslek hayatına ait farklı bir çilecilik, maneviyat gereksinimini karşılamaya koşulur. Bu değişimin bir başka karşılığı da, sekülerliğin din halini almasıdır. Bu sayede, sözgelimi Protestanlıkla beraber, bir zamanlar küçük görülen tüccarların yaptıkları tinsellikle donanır. Tüccar, burjuvaya dönüştükçc, sermayesiyle beraber hıncını da biriktirir. Bir türlü biriktirdiğini harcamayan püriten girişimci gibi, hıncını intikama tahvil etmez, farklı girişimlerde sermaye gibi kullanır.
‘’ Tarih boyunca, aç olan, aç kalsın, ekmeği elinden alınsın ve fakirlik var olup devam etsin diyen bir dini, Ebu Zer’in dini ile aynı tutabilir miyiz? O Ebû Zer ki, İslâm’ın parlak yüzüdür, bizzat Peygamber’in (s) terbiyesi ile yetişmiştir. Onun, ırk, sermaye ve kültür adına hiçbir şeyi yoktu; o, kâmil bir insan olmaktan başka hiçbir şeye sahip
Reklam
Soru: Adın Nedir Cevap: Ücretli S: Ailen kim? C: Babam, tıpkı dedem ve büyük babam gibi ücretliydi; ancak dedelerimin dedeleri serf ve köleydiler.Annemin adı da fakirliktir. S: Nereden geliyor ve nereye gidiyorsun? C: Fakirlikten geliyorum ve yeni ilaçların deney alanı olan ve Sermaye'nin gözdelerine bakan doktorların çalışma konusu olan vücudumla hastane hastane dolaşarak sefalete gidiyorum. S: Nerede doğdun? C: Babam ve iş arkadaşlarımın inşa ettiği bir evin çatısı altında, çatı katında doğdum. S:Dinin nedir? C: Sermaye Dini S: Ne gibi görevleri zorunlu kılıyor sana Sermaye Dini? C: İki temel görev: dünya nimetlerine sırt çevirme görevi ve çalışma görevi
214 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.