"Sen .. ve ben. Herkes sana iyi davranacak. Bir daha bela çıkmayacak, kimse kimseden hiçbir şey çalmayacak." Lennie, "Bana kızdın sanıyordum, George," dedi. "Hayır," dedi George. "Hayır, Lennie, kızmadım sana. Hiçbir zaman da kızmadım. Bunu bilmeni istiyorum." Sesler iyice yaklaşmıştı. George tabancayı doğrultup sesleri dinledi. Lennie yalvardı. "Hadi, hemen yapalım. Hemen alalım o yeri." "Tabii, hemen. Mecburum. Mecburuz!" Doğrultup nişan aldı, namluyu Lennie'nin başına yaklaştırıp. Eli titriyordu ama yüzü kararlıydı. Eli titremez oldu sonra ... Tetiği çekti. Merminin sesi tepelerde yankılanıp geri geldi. Lennie sarsıldı, yavaşça öne doğru devrildi, kumların üzerine serildi, hiç titremedi
"Artık eskisi gibi sınırların arkasından bakmıyoruz birbirimize," derken ifadesi, bu söylediğine ne kadar inandığını gösterircesine kararlıydı. "Bunun nesi bu kadar kötü?" "Aramızdaki uzaklık azaldıkça daha fazlasını istiyorum."
Ephesus Yayınları, Gamze AydenizKitabı okudu
Reklam
Basmacılık hareketi Basmacılık hareketi, Sovyet idaresine karşı yürütülen Türkistan millî mücadelesinin silahlı boyutunu oluşturmaktadır. Hokand Otonomisi'nin Taşkent Sovyet'i tarafından dağıtılması sonrasında ortaya çıkan bu hareket, kısa bir süre içerisinde bütün Türkistan'a yayılmış ve 1930'lu yılların başlarına kadar devam
Mecburiyet
"Ve tavşanlara ben bakarım." "Ve tavşanlara sen bakarsın." Lennie mutlulukla kıkır kıkır güldü. "Ve toprağımızın geliriyle geçiniriz." "Evet!" Lennie başını çevirdi. "Hayır, Lennie, sen ırmağın karşısına bak. Yerimizi gözünle göreceksin." Lennie söz dinledi. George gözünü yerdeki tabancaya dikti. Çalılardan ayak sesleri gelmeye başlamıştı. George dönüp o tarafa baktı. "Hadi, anlat George. Ne zaman olacak bu?" "Yakında." "Seninle ben." "Sen... ve ben. Herkes sana iyi davranacak. Bir daha bela çıkmayacak. Kimse kimsenin canını yakmayacak, kimse kimseden hiçbir şey çalmayacak." Lennie, "Bana kızdın sanmıştım, George." Dedi. "Hayır," dedi George. "Hayır, Lennie, kızmadım sana. Hiçbir zaman kızmadım. Bunu bilmeni istiyorum." Sesler iyice yaklaşmıştı. George tabancayı doğrultup sesleri dinledi. Lennie yalvardı. "Hadi, hemen yapalım. Hemen alalım o yeri." "Tabii, hemen. Mecburum. Mecburuz!" Tabancayı doğrultup namluyu Lennie'nin ensesine yaklaştırarak nişan aldı. Eli titriyordu ama yüzü kararlıydı. Elini sabitledi sonra... Tetiği çekti. Merminin sesi tepelerde yankılanıp geri geldi. Lennie sarsıldı, yavaşça öne doğru devrildi, kumların üzerine serildi, hiç titremedi. ... Slim doğruca George'un yanına geldi, çok yakınına oturdu. "Üzülme," dedi. "Bazen mecbur kalır insan."
Sayfa 110 - George ve LennieKitabı okudu
Bir de öğretmenlere ve kadrolu veya serbest çalışan gazetecilere değinelim. Karşımızda yine alışılageldiği üzere elleri kolları mesleki kısıtlamalarla bağlanmış son derece parlak zekalar var. Dünyada kendilerine şu soruları sormuş binlerce öğretmen vardır: ‘Bu çocuklara yahut gençlere ne kazandırıyorum? Ölmeden önce ne tür zorluklarla mücadele edecekler? Zira bu sene veya bu ay içinde ölebilirler. Onlara anlattığım bu eski şeyler, bu saçmalıklar da neyin nesi?’ Şüphesiz binlerce öğretmen bu sorulası kendisine sormuştur, fakat bunlardan kaçı kararlıdır? Kaçı geceler boyu uyumadan çalışmış, kaçı azimle ve tuhaf fikirleriyle okul müdürünün karşısına dikilmiştir?
Cidden soran var mıdır?
“Dünyada kendilerine şu soruları sormuş binlerce öğretmen vardır: ‘Bu çocuklara yahut gençlere ne kazandırıyorum? Ölmeden önce ne tür zorluklarla mücadele edecekler? Zira bu sene veya bu ay içinde ölebilirler. Onlara anlattığım bu eski şeyler, bu saçmalıklar da neyin nesi?’ Şüphesiz binlerce öğretmen bu soruları kendisine sormuştur, fakat bunlardan kaç kararlıdır? Kaçı geceler boyu uyumadan çalışmış, kaçı azimle ve tuhaf fikirleriyle okul müdürünün karşısına dikilmiştir?”
Sayfa 70 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Reklam
214 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.