IĞDIRLI ONBAŞI HASAN'IN ÖYKÜSÜ
Gazeteci İlhan Bardakçı anlatıyor:
Yıllar önceydi, sene 1972. O zamanlar genç bir gazeteciydim. Türkiye'den bazı siyasiler ve iş adamları İsrail'e resmi ziyarette bulunuyorlardı. Biz de gelişmeleri izlemek için oradaydık. Bir sıcak mayıs akşamıydı. Her ziyarette olduğu gibi sıradan bir işti
*****
Evet, hep onu öyledim. Açıkça ve net biçimde. Sen duyamamışsan suç bende değil. Duyabilirdin tabii ama duymayı istemedin.
Benim açımdan,bu, sağırlıktan da güvenli. Yönetmek istiyorum dedim hep. Ruhani atalarım gibi ama ben onlardan şanslıyım. Onların çabalarının meyveleri bana miras kalmış durumda. Büyük rüyayı gerçekleşmiş görmek de bana
"Savaş meydanlarında öldüren, katilden saymazdı kendini. Başkalarının gözünde de katil sayılmazdı. 'Meydana çıkmanın hukuku, diye bakarlardı ovalarda üst üste yığılan ölülere; 'Kanın şiiri,' diye bakarlardı ovanın kızıl kırmızısına... Cenk şairi olmaya karar verdiğinde mürekkebin kan olur Serhenas. Kelimelerin kan olur. İçin
Ölünceye kadar;
"Tutulan Nöbeti anlama/devralma ruhu meselesi üzerine...."
Yapılan programın bana hatırlattığı yaşanmış bir olay;
Kudüs'te nöbet tutan son Osmanlı askeri Iğdırlı Onbaşı Hasan'ın hikayesini
Gazeteci İhsan Bardakçı'nın kaleme aldığı bir hikaye...
“Yıllar önceydi, sene 1972. O zamanlar genç bir gazeteciydim.
Yokluğun buz gibi soğuk
Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
#29166379 iletisinde yazılan hikayenin final kısmıdır. Bu kısmı
mithrandir21 yazmıştır.
13
2071
“Çabuk ol Lily, çıkmamız lazım buradan.” Russell ve Lily kaslarının, eklemlerinin ve ciğerlerinin imkân tanıdığı ölçülerde bulundukları yerden koşarak çıkıyorlardı. Russell o kadar süre yer
"Yıllar önceydi, sene 1972. O zamanlar genç bir gazeteciydim. Türkiye’den bazı siyasiler ve iş adamları İsrail’e resmi ziyarette bulunuyorlardı. Biz de gelişmeleri izlemek için oradaydık. Bir sıcak mayıs akşamıydı. Her ziyarette olduğu gibi sıradan bir işti anlayacağınız.
Ziyaretin dördüncü günü bize tarihi ve turistik yerleri gezdirmeye
youtu.be/oBgZ61Nutoc
En ileri durma meczup seni de üzerler
Kimileri var ki meczup derini yüzerler
Kafana da takma meczup yoluna bakarlar
Hiç oralı olma meczup seni de yakarlar.
Dilime dolandı “Meczup”.. :)
Zweig’i nasıl seviyorsam vallahi Halil Cibranı da öyle çok seviyorum :) Bu arada bilmeyenler için ressam olan bu filozof
Seni görevden alıyorum. Bundan sonra operasyonu ben yöneteceğim. Çık, defol buradan.”
İnanmaz gözlerle bakan Mustafa Bey hiçbir şey demeden, diyemeden odayı terk etti. Ayaktaki adama bakar bakmaz onun kim olduğunu anlamıştım. Sizler de anlamışsınızdır. Demek bu yüzdendi. Kariyerinde çok hızlı ilerlediği, genç yaşında çok iyi yerlere geldiği için