Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
256 syf.
9/10 puan verdi
Kapitalizm, Emperyalizm ve Direniş Orwell'ın Keskin Kalemi
Orwell'ın "Boğulmamak İçin"i son zamanlarda okuduğum en etkileyici kitaplardan biri oldu. Totaliter rejimlerin dehşetini ve bireyin özgürlüğünü nasıl tehdit ettiğini ustalıkla anlatıyor. Büyük Birader gibi semboller günümüzde de geçerliliğini koruyor ve totaliter rejimlerin ortak özelliklerini çok iyi yansıtıyor. Orwell sadece totaliter rejimleri değil, aynı zamanda kapitalizmi ve emperyalizmi de eleştiriyor. Bu sistemlerin bireyi nasıl köleleştirdiğini ve sömürdüğünü açıkça gözler önüne seriyor. Kitap sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda bir direniş manifestosu da. Orwell, okuru sessiz kalmamaya ve totaliter rejimlere karşı mücadele etmeye teşvik ediyor. Bireyin özgürlüğünün ve bağımsızlığının ne kadar değerli olduğunu ve bu değerleri korumak için ne kadar çaba göstermemiz gerektiğini vurguluyor. Orwell'ın keskin zekası ve ironik diliyle yazdığı bu kitap, okuru etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor. Sadece problemleri görmeye değil, aynı zamanda çözümler üretmeye de teşvik ediyor. "Boğulmamak İçin", her yaştan ve her kesimden insana hitap eden, okunması gereken bir eser. Günümüz dünyasını daha iyi anlamamıza ve kendimizi sorgulamamıza yardımcı olacak. Orwell'ın güçlü kaleminden çıkan bu eser, okuru derinden etkileyecek ve zihninde iz bırakacak. Eğer özgürlük, eşitlik ve adalet gibi kavramlara önem veriyorsan ve totaliter rejimlere karşı mücadeleye inanıyorsan, "Boğulmamak İçin"i okumalısın. Bu kitap sana ilham verecek ve daha iyi bir dünya için mücadele etmen için sana cesaret verecektir.
Boğulmamak İçin
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,5bin okunma
“Önce Güçlenelim Sonra Direneceğiz” mi
“Önce Direnelim, Sonra Güçleneceğiz” mi? Zulme karşı sessiz kalmanın en önemli sebeplerinden biri “önce güçlenelim, sonra direneceğiz” gerekçesidir. Bu sağlıklı bir gerekçe değildir. Hiçbir peygamber böyle bir gerekçeye sığınmamış; Nemrutlara, Firavunlara, Ebu Cehillere karşı tek başlarına da olsa itiraz etmişlerdir. İslami direniş “güçlenirsek direneceğiz” değil “direnirsek güçleneceğiz!” mantığı üzerine kuruludur. Ayet “üstünseniz inanırsınız!” demiyor, “inanıyorsanız üstünsünüz!” diyor. Bu mantık, gerekirse en sevdiğimiz şeylerden vazgeçme ve onları feda edebilme ahlakına dayanır. Böyle bir mantığa ve ahlaka dayanan bir hareket Allah’ın inayetiyle güçlenir; zalimlere karşı koyabilmek için pek çok imkana kavuşur. Bugün olmasa da yarın kavuşur. Emperyalistlere asla boyun eğmez. Bizler öldüğümüz, sürüldüğümüz, yalnızlaştırıldığımız zaman değil boyun eğdiğimiz zaman kaybederiz. Nitekim Allah, taş atan çocuklardan füze atan bir direniş var etmiştir. O'nun her şeye gücü yeter ve o vaadinden asla dönmez. Direnmek O'nun vaadine gönülden inanmaktır.
Mücahit Gültekin
Mücahit Gültekin
Reklam
1- Filistin İçin Bin Genç Kim? twitter.com/SennAbdulkadir/... Toparlanın size büyük bir provokasyon ve dezenformasyon kampanyasının hikayesini anlatayım. Filistin eylemleri/tepkileri maalesef çeşitli illetlerle malül. İsraille hala devam eden ticareti eleştirenler devleti
Bay Golyadkin insanların kirli çizmelerini sildiği bir paçavra olmayı kaldıramazdı. Özellikle böyle bir durumda hiç kaldıramazdı. Kahramanımız, son maruz kaldığı aşağılanma olmasaydı belki bağrına taş basabilir, sessiz kalabilir, durumu kabullenip bu kadar ısrarlı karşı koymazdı; tartışır, biraz söylenir, haklı olduğunu kanıtlar, sonra biraz
Sessiz kalarak düşmanın hikayesine hizmet etmeyeceğiz. Kendi hikayemizi dile getirip oyunlarını yerle bir edeceğiz.”
Sayfa 89
Dünyayı çocuklar yönetsin... evet. Dünyayı Gazze'de beyaz fosfor bombaları yüzünden yanarak can çekişen çocuklar yönetsin! Top oynarken arkadaşının cesedine rastlayan, körpe bedenleri perem perem edilen, "ben annemi saçından tanırım" diye feryat edip kimsesizliğine ağlayan, babam olsaydı biz üşümezdik diyerek ıslak kıyafetleriyle
Reklam
Her haberin dijital mecralar sayesinde hızlıca yayıldığı günümüz şartlarında, Yaşananlara sessiz kalmak Ve boykota destek olmamak hatadır.! Atılan bir mesaj, paylaşılan bir slogan, Müslümanların uykuda olmadığını hissettiren her eylem, algoritmaları takip eden işgalci israil güçlerine korku salacaktır..!
Sayfa 28
DOĞU TÜRKİSTAN - Çin Yönetiminde Geçen 70 Yıl
Bu arada bu belge, "terörist"in neden ilk etapta 1990 Barın Kasaba Olayı'nda aniden ortaya çıktığı konusunda sessiz kalıyordu. 1980'lerde meydana gelen sayısız protesto, gösteri ve isyandan söz edilmemekteydi. Doğum kontrolüne, artan göçe ve demokratik olmayan siyasete karşı yerel Müslüman protestolarının tek taraflı olarak bastırılması, rejimle diyaloğun imkânsız olduğunu anlayanların intihara meyilli direniş hareketlerine atılmaya başlaması, yönetimin "terörist" dediği şeye aslında kendisinin dönüştüğünden söz edilmedi. ~Prof. Dr. Kumakura Jun'un DOĞU TÜRKİSTAN - Çin Yönetiminde Geçen 70 Yıl isimli kitabından alıntıdır~
İlmimiz bizi bir duruş sahibi kılmıyorsa dünyalık bir kazanç kapısına dönüşmüş demektir. Bir ilim düşünün ki, bizi yanlışlıklara,haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı sessiz kalmaktan alıkoymuyor. Bir ilim düşünün ki kazanımlarımızı, makamlarımızı ve itibarîmızı kaybetme korkusundan alıkoymuyor. Bir ilim düşünün ki, haramlara, günahlara ve zulümlere fetva üretmekten alıkoymuyor. İşte bu ilim ruhunu kaybetmiş demektir…
"Demem o ki, sorun ne RTÜK ne de çifte standart meselesidir. Sorun, bizim kendi sivil direniş gücümüzü farkında olmadan seyreden bir halk oluşumuzdadır. Neyi okuyacağımıza, neyi dinleyeceğimize biz karar vermeliyiz. Ülkemizdeki bütün denetleme ve düzenleme kurullarını denetleyecek asıl GÜÇ olan BİZLER -hepimiz- sesimizi duyurabilecek kadar çok olmamıza karşın, artık sessiz ve korkak kalmamalıyız..."
Reklam
Alt katta boğucu ağır bir hava, tümüyle çile, inat ve suskunluk -ruhu patlamak üzere olup da kendini tutan bacısı; tümüyle edilgen bir direniş ve dayanıklılık gösteren sessiz anası ve de evin yeraltındaki görünmez reisi, insandan karanlık bir tanrıya dönüşmüş olan bu kocamış, eve çöreklenmiş ve yaşayanları yönetimi altında tutmayı sürdürüyor.
Sayfa 127 - Can YayınlarıKitabı okudu
“Ama senin üzerinde bir hakkım var Eppie... tüm hakların en güçlüsü. Eppie’ye kendi çocuğum gibi sahip çıkıp ona bakmak Marner, benim ödevim. O benim öz çocuğum... annesi karımdı. Onun üzerinde, başka her şeyin önüne geçecek doğal bir hakkım var.” Eppie şiddetle irkildi, beti benzi attı. Eppie’nin verdiği cevapla tamamen rahatlamış olan Silas ise,
Sayfa 215 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
401 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.