Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
«Bir gün kendisiyle buluşacaktı yine, katı, yalnız kelimeler olmadan… Kendini sıkıca birleştirecek ve bir kez daha sessiz kaba geniş hareketsiz kör yaşayan deniz olacaktı. Ölüm onu çocukluğuyla birleştirecekti.»
Sayfa 161
"Ben sabah kahvemi yalnız ve sessiz severim."
Sayfa 35 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Yalnız, yükselir İlk Acı dağlarına doğru genç. Ve sessiz yazgıdan bir kez olsun yankılanmaz adımları."
Yorgunum Kenan Tortum Issızlaştı sokaklar, ışıklar sönük, bedenim suskun. Acı yok artık yüreğimde, bağışıklık kazanmış her dengesiz söze.Kalabalık da olsa her yer, benim için artık bomboş, görünenler. Ne görür gözlerim ne de duyar kulaklarım, kapadım, hakikatten uzak her şeye..Uzunca bir yol var benim için, yalnız ve bir okadar da sessiz. Adımlarım sâkin, bakışlarım asabice, herkes de bir serzeniş, geçiverdim sessizce.Kararıyor bulutlarım, güne hasret kalsın gözlerim, Terk-i diyar eyliyorum, vakti geldi helalleşmenin.Yorgunum artık, algılayamıyorum çabalayarak söylediğiniz solgun sözleri Sanki engebeli yerlerden geçiyorum tökezliyor ayaklarım, dizlerim.Sol yanım ağrıyor neden bilmem, hayatmı yordu? Ömürmü bitiyor? Yorgun yorgun ölmekte tedirgin ediyor, hiç içimden
Askerlikte herkese verilen klasik bir öğüttü, önden gitme alnına vururlar, arkadan gitme sırtına vururlar. Bir de buna benzer bir ata sözü de vardır, yukarda yatma yel alır, aşağıda yatma sel alır. Bu nedenle insanlar, ortada olmayı seçecek şekilde evrimleşmişlerdir. Bu da büyük çoğunluk demektir. Yani bir tür sürü güvenliği. Toplumda ise en
Tom sadece on yaşındaydı. Ölüm, korku ve dehşet hakkında çok az şey biliyordu. Ölüm, o altı yaşındayken göçüp giden Büyük-büyükbaba’nın kutusunun içine düşmüş büyük bir akbaba görüntüsüydü; sessiz, içine kapanmış, artık nasıl iyi bir çocuk olunacağını ona söylemeyen, artık politika üzerine özlü yorumlar yapmayan, tabutun içindeki muma benzeyen şekildi. Ölüm onun için, yedi yaşındayken bir sabah uyanıp beşiğine baktığında, erkekler küçük bir hasır sepetle onu alıp götürmeye gelinceye kadar, kendisine görmeyen, mavi, sabit ve donuk bir ifadeyle bakan küçük kız kardeşiydi. Ölüm, dört hafta sonra kızın yüksek iskemlesinin yanında dururken, onun bir daha gülerek ve ağlayarak asla bunun içinde olamayacağını ve doğduğu için onu bir daha kıskandıramayacağını birden fark etmekti. Ölüm buydu. Ve ölüm, görünmeyen, ağaçların arkasında yürüyen ve duran; bu şehirde, bu sokaklarda son üç yılda bir, iki, üç kadını öldüren; ışıkları zayıf olan bir sürü yere yılda birkaç kez girmek için kırsal kesimde bekleyen Yalnız Adam’dı. Bu Ölüm’dü...
Reklam
Ara ara delirmeceler
Böyle şiddetli üzüntü elbette ilelebet sürdürülemezdi; birkaç gün içinde daha sakin bir hüzne dönüştü; ama her gün yeniden giriştiği bu meşgaleler, yalnız başına yürüyüşler ve sessiz düşünüşler yine arada bir her zamanki kadar canlı hüzün selleri yarattı.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ~30 Ocak 2019
Kimsenin değil, kendi'nin canavarı olmak
Bazıları, korkuyla delik deşik olmuş gözüpek yaradılışlar, kendi depremlerini yaratırlar. Başkaları, sanki bir rüyadaymışçasına tehlike­li yerleri bulurlar; bunlar, sessiz peygamberlerdir. Ancak, yaşamlarının zorbalığında fazla ileri giden, yollarına zayıf ve çok uzaklara doğru devam eden kurbanlar da vardır, ta ki yıkım onlara yalnız başlarına rastlayana kadar, ve o zaman her şey, onlar için anlamsız bir biçimde, yani hiçbir tanık bulunmaksızın, son bulmuş demektir.
309 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Mükemmel bir gerilim kitabı
Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen ben çok çok başarılı buldum. Okurken kitabı elimden bırakamadım ve sonuç olarak 1 günde okuyup bitirdim. Hemen yazarın ikinci kitabı olan Yitik Kızları da sipariş verdim. Bu aralar gerilim kitaplarına takmış bulunmaktayım. Nefes almadan gerilim kitabı okumak istiyorum. Kitap ilk yavaş bir tempoda başlıyor sonradan akıyor. Kitabın konusuna gelirsek: Başarılı ressam Alicia Berenson, kocasının suratına 5 kez ateş ederek öldürüyor. Sonrasında sessizliğe bürünüyor. Kocasını, öldürdüğünden beri ağzından tek kelime çıkmıyor. Psikolojisinin iyi olmadığı gerekçesi ile Alicia hastaneye yatırılıyor ama tüm tedavilere rağmen konuşmaya başlamıyor. Hastaneye yeni gelen psikoterapist Theo Faber, Alicia’yı konuşturabileceğine inanıyor ve olayın iç yüzünü aydınlatmak için harekete geçiyor. Kitapta bir karakter var, benim için taaam bir hayal kırıklığı oldu kendisi. Kitabı okuyanlar anladı kimden bahsettiğimi. Sen ne biçim insansın ya. Uğradığın ihanete rağmen nasıl susup oturdun. Bunu kabullendin aklım almıyor. Tam bir ezik. Başta çok güçlü görünmüştü gözüme sonradan nasıl bir korkak olduğunu anladım… Hemen hemen gidin bu kitabı okuyun ve sizde bu karakterden nefret edin. Beni yalnız bırakmayın lütfennnn
Sessiz Hasta
Sessiz HastaAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 20234,272 okunma
Uçurum Halkıydı bu, haykırarak efendilerinin kanını iç- mek için yürüyorlardı. Uçurum Halkı'nı daha önceden tanırdım: Onlarla yanı yerlerde yaşamıştım, onları tanıdığımı sanırdım. Ama o gün sanki onları ilk kez görüyordum. O sessiz uyuşukluğundan silkinmişti: şimdi insanın kanını dondurucu bir güç, elle tutulacak kadar somut öfke köpükleriyle, uğultulu dalgalarıyla bir deniz, dükkanlarından yağmalanan alkolle, kinle ve kan susuzluğuyla sarhoş bir canavarlar sürüsüydü. Baldırı çıplak adamlar, paçavralar içindeki kadınlar, çocuklar; yüzlerinde iyi adına ne varsa silinmiş ve yalnız şeytanca bir hırsın okunduğu kararmış ruhlar; maymunlar ve kaplanlar gibiydiler. Avurtları çökük veremliler ve kıllı devler, vampirler bir toplumun bütün kanlarını emip bitirdiği solgun hayvanlıkla ve kötülükle çarpılmış yüzler; her tarafı şiş kadınlar, ölü kafalı sakallı ihtiyarlar; eriyen bir gençlik, çürüyen bir ihtiyarlık; çirkin, çarpık şeytan yüzleri, hastalıkların ve bitmez tükenmez açlığın eğdiği, büktüğü vücutlar; insanlığın döküntüleri, ağzı köpürmüş saralılara benziyorlardı!
Sayfa 267Kitabı okudu
Reklam
Terci-i Bend Zaman
Susarak anlattım bütün gizliyi Sakladım duygumu ben konuşarak Bir acı tarlası sessiz yüzünde Aşkı yürürlüğe koyma savaşı İçimde bir düzen kaynaşmaktadır Büyük ve çekingen bakışlarından
Sevgilim, Ben Şimdi Ankara'da
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz, "Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz" Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere O gülün yüzü gülmüyor sensiz O köklensin
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.