Yarım yüzyıllık bir ortak yaşantı sonunda babam ve annem, kader bir yanıt almaksızın ailemizin kapısını çaldıkça birikmiş olan -evladiyelik- büyük bir sessizlik hazinesi bıraktılar bana.
Bunun içindir ki, onlar tarafından devşirilmiş hayat boyun ca, bu sessizliğin kendi kaynaklarını araştırmak ve ailemin 1926'dan 1976'ya kadar tastamam bir yarım yüzyıllık Balkanlar tarihini simgeleyen öyküsünü, oradan fışkıran bilinmedik söz cükler yardımıyla yeniden oluşturmak görevi bana düşüyordu.
Babamın ölümünden sonra, onun kitaplarına el sürmeyi gö ze alamadım yıllarca. Paha biçilmez yazmalar, yaprakları sarar mış eserler, dünyanın dört bir yanından gelen ciltler, babamın onlara kitaplığında verdiği düzene göre yaşamaya ve yüce an lamlarını (bir ışık demeti gibi) yaymaya devam ettiler böylece.
Bununla birlikte, yıllar boyunca, ilk hatıralarım silikleşir ken, babamın kitaplarının düzenini altüst etmeye başladım. Ki taplığından aldığım bir eseri, farkında olmaksızın, bir başka ye re koyuyordum ve koyduğum yeri bir daha asla bulamadığım için, sonunda, babamın, kitaplığında korunmasını istemiş oldu ğu sıralamaya ihanet ettim.
Bir gün, babam düzeni bozulmuş ciltlerden birinin içinden seslendi bana. O zaman, bir sis bürüdü belleğimi. Vaktiyle ki tapları arasında korunmuş olan düzeni arıyormuş gibi hayal et tim onu. Yeri değiştirilmiş kitaplarından her birini, ancak ara dığı yerde bulmuş olunca okumaya başıayacağını anladım.