Gözyaşlarına gülümse
Çünkü onlar
İçinden parçalar indirirler yeryüzüne
Dudaklarına gülümse
Kelâmın kirlendiği vakitlerde
Sessizliğin durağı
Erdemin kapısıdır onlar
..
Geceme sen düşünce,ortama çöken sessizliğin içinde sesinin tınısını işitmeye çalışırım. Elimdeki benim için seçtiğin kitapların içinden seni anlatan kelimeleri toplarken, senden daha önce duymadığım sözcükleri sanki bana defalarca söylemişsin gibi zihnimde döndürüp dururum;
Süt deyişin mesela, dudaklarından henüz süt kelimesinin döküldüğünü
Aynı kağıdın arka ve ön yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen. (Aziz Nesin)
Kendimi yokluyorum, sefaletin içinden çekip çıkarmaya çalıştığım bir anlam var. Bulmanın gözle görülemediği, elle tutulamadığı nitelikler barındıran. Sadece hislerin yürürlükte olduğu, kanunların geçersiz olduğu bir ülkenin vatandaşı
Bu kitap maalesef yaşanmış gerçek bir olaya dayanıyor. Okunma sayısına bakacak olursak pek fazla okurun dikkatini çekmemiş ya da bu kitaptan insanların haberi olmamış. Tıpkı Aziz BineBine ve arkadaşlarından haberdar olmadıkları gibi. Burada yazdıklarım kitabın okura vermek istediği mesaj karşısında son derece değersiz ve yetersiz kalacaktır.
Suskun bir akşamüstüydü. Bulutsuz ve dingin gökyüzü altında göz alabildiğince uzanan çimenlerin üstüne bağdaş kurup oturdu. Havada; karanfil, şebboy, çam, dut, erik, zeytin ve çimenin temiz havayla karışarak oluşturduğu sessiz bir koku vardı. Bu sessizlik kokusuna kuşların, böceklerin ve çekirgelerin rüzgarın fısıltısıyla karışan ruh arıtıcı
“Söyleyeceklerim sessizliğin güzelliğini bozmaya değecek kadar değerli değilse susmalıyım” dedi içinden. İnsan bazen sustuğu kadar sarar, konuştuğu kadar kanatırdı bazı yaraları.
Şükrü Erbaş
Ruhun çöküntüsü deselerdi, hiç düşünmeden, utanç yitimi, derdim. Bundan sonrası artık kolay. Acımasızlığı bir erdem olarak yaşamaya başlıyorsunuz. Sizi insanların hizasında tutacak değer duygusunu ellerinizle kalbinizden söküp attığınız için sizden başka kimse
Kavgadan sonra bir sessizlik alıp götürmüştü tüm odaları.
Eğer salondaki akvaryumun suyunu değiştirme sesi olmasaydı sonsuza kadar devam eder gibi gözüküyordu bu durum.
Nasıl böyle bir hâl aldı diye düşünüyordu sessizliğin sesinin vermiş olduğu yardımla.
Adam ışıkları söndürdü karanlığın büyüsüne inanırdı uzandı yatağına ölü koyunları saymaya