Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yeni doğmuş bebek
"Yeryüzünde titrek bir ses duyuldu. Daha önce hiç duyulmayan bir sesti bu. İlk defa kımıldayan bir gırtlaktan geliyordu. "Bana en koyu karanlıklarda yaşamış bir insandan bahsettiler. Sanki bir uçurumun dibindeymişçesine en sönük bir ışık parıltısı bile değmemiş gözlerine. "Bana sessizlik içinde yaşamış bir insandan bahsettiler. En kısık bir ses bile değmemiş kulaklarına... "Hayatı boyunca ilginç bir şekilde hep ılık olan bir suyun içinde gerçekten yaşamış ve sonra da birden buz gibi bir akarsuya daldırılmış bir insanın hikâyesini duydum. "Bu insan önceden hiç nefes almamış ciğerlerini birden havayla doldurmuş. Hep sönük kalmış ciğerlerini birden havayla şişirmiş ve acıyla çığlık atmış... "Yeryüzünde kavruk, titrek bir ses duyuldu. Daha önce hiç duyulmayan bir sesti bu. İlk defa kımıldayan bir gırtlaktan geliyordu. "Bu, istirahat eden insanın sesiydi. "Böylesine mutlak bir istirahati kim hayal edebilir ki? "Yemek yeme zahmetine bile girmeyen birinin istirahati, çünkü onun için başkası yemek yiyordu. Bütün kas lifleri rahat konumdaydı, çünkü yaşaması için gerekli ısıyı başka dokular üretiyordu. En içteki dokuları bile kendilerini zehirden ve mikroplardan korumak için çalışmak zorunda değildi, çünkü başka dokular ona hizmet ediyordu. Ve oksijen o nefes almadan veriliyordu ona, canlılar içinde ne eşsiz bir ayrıcalık!
Sayfa 25 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
En küçük azarlama bana kulakları sağır eden bir gökgürültüsü gibi gelirdi ve beni o kadar büyük bir güçle yere sererdi ki çıldıracak gibi olurdum.Bu tür azarlamalar, karşılık vermek şöyle dursun, nesilden nesle ve sonsuz çağlar boyunca yankılanan derin bir " gerçeğin" beyanı gibiydi. Bu " gerçeği" ihtiva edecek gücüm olmadığı için o yaştayken bile insanlar arasında yaşayamayacağımdan şüphelenmeye başlamıştım. Ne başkalarıyla tartışabilir ne de kendimi savunabilirdim. Biri beni eleştirirse, ilk düşüncem karşımdakinin tamamen ve bütünüyle haklı olması gerektiğiydi, çok büyük bir hata yapmış olmalıydım, her şey bu kadar basitti işte. Bu tür saldırılara uysal bir sessizlik içinde katlanırdım ama içten içe ıstırap içinde katlanırdım ama içten iç ıstırap içinde kıvranır, dehşetten delirirdim neredeyse.
Sayfa 15 - İthaki
Reklam
Darwin evlenmeden bir hafta önce eşine yazdığı mektupta: “Senin beni insanlaştıracağına,yalnızlık ve sessizlik içinde kuramlar oluşturmak ve bulgular toplamaktan daha büyük bir mutluluğun olduğunu bana öğreteceğine inanıyorum.” der.
GÖLGELERİN İÇİNDEKİ SESSİZLİK
Dün gece kaldıkları odanın kapısının arkasında kan kırmızısı renkli kalemle eski bir dilde yazılmış tüyler ürpertici bir mesaj vardı ve kapının bazı yerlerine sıçrayan kan lekeleri, içinde bulundukları durumun ciddiyetini ortaya koyuyordu. Anlayamadıkları kadim bir dille, kan kırmızısı kalemle yazılan son derece korkutucu ve tehditkâr mesaj şöyleydi: ‘‘. השעה שש עשרה ושתיים . אני צופה בך‘’ ‘‘. השעה עשרים ושש ושתיים . אני מקשיב לך‘’ ‘‘. השעה שלושים ושש ושתיים . אני רואה אותך‘’
Sayfa 113 - Ürpertici mesaj...
Sessizlik kimsenin bir başına kaldıracağı yük değil. Daha çok geçmişten konuşuruz. Gelecek bizim için acıklı bir zaman artık. Bugünü dersen, yılgınlık gibi bir şey, nesini konuşacaksın? İçindesin işte!
... "Yaz gelir. Ama sonsuzluk sanki önlerinde uzanmış gibi orada duran o denli tasasız bir sessizlik ve enginlik içinde olan sabırlılara gelir ancak."
Reklam
Kelimeler... sessizlik damlaları. Tek istediğim sessizlik içinde olmak. Ama burda, ipin ucunu kaçırdık. Siz konuşup duruyorsunuz... bense size cevap vermek zorundayım. Sessizlikten korkuyorsunuz! GENET: Hiç değil, Beckett, ben de sessizliği seviyorum. Ben de sessizlik istiyorum. Ama ikimizin de birbirimizin göz akına bakıp kalmamızı istemezdiniz sanırım. İnsan her gün bir Samuel Beckett'e rastlamaz.
Gurbet
Dağda dolaşırken yakma kandili, Fersiz gözlerimi dağlama gurbet! Ne söylemez, akan suların dili, Sessizlik içinde çağlama gurbet! Titrek parmağınla tutup tığını, Alnıma işleme kırışığını, Duvarda, emerek mum ışığını, Bir veremli rengi bağlama gurbet! Gül büyütenlere mahsus hevesle, Renk renk dertlerimi gözümde besle! Yalnız, annem gibi, o ılık sesle, İçimde dövünüp ağlama gurbet!.. (1923)
Sayfa 230
llahilerin ardından büyük bir sessizlik için­de istisnasız tüm inananların secdeye vardığı o anda inanan hiçbir insanın ruhunda uyanan keskin saygı duygusunu en­gelleyemeyeceğine bahse girerim.
Kurtuluşunun hüzünlü ezgilerinin yüzdüğü büyük bir yalnızlık ve sessizlik gölü genişliyordu içinde.
Sayfa 84
Reklam
"Onunla konuşabilir miyim?" diye sordum uykulu halimin arasında. "Kiminle?" dedi doktor "Uraz..." diye mırıldandım ve gözlerim kapandı. Gerisi aynı sessizlik, aynı zifiri karanlık. Hem şoktaydım hem dehşet içinde hem de güvende hissediyordum. Sanki içimdeki boşluklar bugün her zamankinden daha doluydu. Bir şeyler yerine oturmuş gibiydi ama ne olduğunu bilmiyordum.
İnsan zindanda da sessizlik içinde yaşar ama, bu kadarı orayı özenir bir yer yapmaya yeter mi? Kyklop'ların mağaralarına kapatılmış olan Yunanlılar da hayvanlara parçalattırılmadan önce sıra beklerken, sessiz sessiz yaşıyorlardı orada.
Sayfa 8
Fakat aktif bir meşguliyet, boğucu bir kederin en iyi devası ve umutsuzluğun en kesin ilacı değil midir? Belki katı bir teselli olabilir; zevklerinin tadını çıkaramazken hayatın zorluklarıyla usandırılmak, kalbiniz kırılmak üzereyken ve kırgın ruhunuz yalnızca sessizlik içinde ağlayabilmek için bir an olsun dinlenmek isterken çalışmaya itilmek kolay değildir, fakat çalışmak, o çok imrendiğimiz dinlenmekten daha iyi değil midir?
Sayfa 171 - yedi yayınlarıKitabı okudu
Celal Bey'e o gün her şey ışık içinde, hayat içinde görünüyordu. Sevgilisinin yüzüne saatlerce hayretle bakan gözlerine, Marmara'nın nihayetindeki ufuklar açılarak uzaktan uzağa sonsuzluk vaat ediyordu. Köprüden diğer bir vapura bindiği zaman, sanki ilk defa görüyormuş gibi, Boğaziçi kendisine şahane bir manzara sunarak hiçbir zaman dikkat etmediği birtakım yerler buluyor ve iki sevgiliyi sessizlik ve güzelliğiyle bahtiyar edecek yerler keşfediyordu. Gökyüzü, sevdiğini kendisine her tarafta gösterecek kadar şeffaf; hava, sevgilisinin neşe veren saçlarının yüzüne dokunduğunu andıracak kadar yumuşaktı. Heyhat! En yükseklere çıkan insan fikirlerinin, bütün dehanın, mahşerlerin, kıyametlerin tam bir teslimiyetle karşısında titrediği kaderin sırları, bir taraftan bu genci böyle hayat verici hayallerle okşarken, diğer taraftan dehşetli bir hakikat hazırlıyordu. Biçare genç bilmiyordu ki sevgilisini insan kalbinden anlamayanların zalim ellerine teslim etmişti.
Doğanın genel akışına o kadar aykırı olan bu yeminleri, eğer bugünkü bilgilerimiz insanların dış yapıları kadar içlerini de tanımaya elverişli olsaydı haklı olarak canavarlardan saymamız gerekecek olan, yüreklerinde duygunun tohumu kurumuş, doğal düzenleri bozulmuş yaratıklardan başka kim yerine getirebilir ki? Bir kadını manastır yaşamına veya mutsuzluğa atarken yapılan o kasvetli tören, insandan hayvani işlevleri söküp atabilir mi? Tersine bu hayvani eğilimler, sessizlik içinde, baskı altında, aylakça ömür sürenlerde, birçok eğlence olanağına sahip olan dış dünyadakilerin hiç tanımadığı bir şiddetle uyanmaz mı?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.