Kitap, ülkesinde muhalif bir yazar olan kahramanımızın kısa süreliğine hayatını gözler önüne seriyor. Ülkesinde tanınan bir yazar olan Fethi, Lider’e biat etmediği, ona yaltaklanmadığı için işini kaybediyor, yalnızlaşıyor. Sadece annesi, kız kardeşi ve sevgilisi ile ilişkisini sürdürüyor. Her türlü psikolojik baskıya rağmen Lider’in yanında durmamaya çalışıyor. Tabi benzeri romanlardaki gibi yokluk ve sefalet içinde değil aileden varlıklı olarak yaşıyor. İçinde geçen durumlar o kadar tanıdık ki şaşırtmıyor bizi. Askeri darbe, tek adam dönemi, parti gençlik kolları, polis teşkilatı, devamlı Lideri övme isteği içinde yalakalar grubunu kısık ateşte pişirin benzer sonuçlar elde edersiniz.
Yazarın Suriyeli olmasından dolayı yakın bir coğrafya ve farklı bir anlatı bekliyordum ama bu beklentimi karşılamadı. Her ne kadar yazılanlar doğru ve gerçekçi olsa da maalesef samimiyetsiz buldum okuduklarımı. Sanki Avrupa entelijansiyasına ‘bizlerin de değişik fantezileri var’ ‘bizler de sevişiyoruz’ ‘ben de marjinalim’ demek istemiş gibi geldi bazı yerlerde. Açık olan televizyonlar Orwell’i hatırlattı bana. Miting alanında Lider için yapılan davranışlar da eski kuzey Kore liderinin ölüm töreni videolarını aklıma getirdi. Distopyadan uzak gerçeğe yakın bir kitaptı. Kötü olmamakla birlikte bana fazla bir şey kattığını söyleyemem.