Beni cândan usandırdı, cefâdan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan, murâdım şem’i yanmaz mı?
Kamu bîmârına cânân, devâ-yi derd ider ihsân
Niçin kılmaz bana dermân, beni bîmâr sanmaz mı?
Gamım pinhân dutardım, ben dediler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı?
Şeb-i hicrân yanar cânım, döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım, kara bahtım uyanmaz mı?
Gül-i ruhsârına karşu, gözümden kanlu akar su
Habîbüm fasl-ı güldür bu, akarsular bulanmaz mı?
Değildim ben sana mâil, sen ettin aklımı zâil
Mana ta’n eyleyen gâfil, seni görgeç utanmaz mı?
Fuzûlî rind-i şeydâdır, hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı?
Ahh Muazzez Akkaya hanımefendi ahh..Nasıl bir sevdadır bu yaşarken sonsuz olacak bir sevdaya düşmek..yaşarken ölmek..yaşarken kendini öteli görmek..Bir bakışın ölmem için yetecek diyebilmek..onu biraz daha görebilmek için karşı komşunun bahçesinde yok pahasına çalışabilmek..tatilini heba etmek..Olmayacağını, kazanamayacağını bildiğin bir savaşa