Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep..
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni…
“ Yüreğimde küçük bir serçe ürkekliğinde sevdan.
Ben ne zaman yüreğime değmek istesem korkuyorum…
Kaçacağımdan korkuyorum ,
Kaçacağından korkuyorum ,
Güvende hissetmek için iç güdüsüne güvenen kuşlar gibi,
Her korktuğumda gidiyorum.”
Sait Faik ABASIYANIK
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni…
Ahmed Arif
sığındığım birçok olgu alaşağı oldu şu günlerde
seni sevmek gibi batıla kayıyor işte her şey
milim oynamıyor zihnimde düşler
ve ötesinde düşüşler, gerisi bilinmez
inanmak yetmez 1961 kayıtlarına
devrim niteliğinde birkaç cümle söylemek gerek
gerçi hangi devrim yıkabilir yüreği
ama sen milis güçlere denk geldin
sevdan karanlık, sonunda ince ip boynunda...
tanur.