Baştan sona, her bir kelimesinde, kitaba dair her bilginin, her sonucun, her nedenin olduğu bir inceleme yazısıdır. Kitabı okumayanlar, eğer olayların sonucu ne merakıyla okuyacaklarsa, bu incelemeyi okumamaları daha iyi olur. Benim gibi her şeyi bilmesine rağmen, nedenlerini ve işlenişini merak ederek okuyacaklarsa buyursunlar.
BÖLÜM 1
1900'lü
°°°
Aklın zerafeti, ruhun ışığı, düşünce harikası, okuyanı bir üst levele atlatacak, şahane, mükemmel, adeta bütün renklerin karmaşasıyla oluşan sonsuzluğa göz kırpış, devasa bir yapıt...
Dönemin milli eğitim bakanının isteği üzerine yazılan bu kitap çok kısa bir süre okullarda ahlâk dersi adı altında okutulmuştur. Kitap ahlâkı anlatırken düşünce evreninin neredeyse her noktasına temas ediyor ve insanı her anlamda geliştiriyor. Bu kadar değerli bir eseri neden okutmaktan vazgeçersiniz ki anlamıyorum bir türlü... Okullarda okutulması gereken eserlere örnek olacak nitelikte bir kitap... Ama yok yok yok... Neden bizim özgün bir eğitim sistemimiz yok... Neden... Neden ruhsuz, berbat ve sefil bir eğitim görmeye mecburuz... Bir işe ruh kattığınız zaman Matematik,Fizik,Kimya,Türkçe... yeminle bütün derslerde uçuşa geçeriz... Türkiye'de Nurettin Topçu gibi daha niceleri var ve bunlar neden bir araya gelip bu sistemi değiştiremiyor... NEDEN?
Son olarak
Nurettin Topçu 'ya değinmek istiyorum. Ben kendisini ilk defa
Yarınki Türkiye eseriyle tanıdım ve hayran kaldım. Eserlerinin her cümlesi, her kelimesi insanı yükselten bir tarza ve tavra sahip. Kendisi en sevdiğim yazarlar arasında ve size de okumanızı saygılı bir şiddetle tavsiye ederim. kendinizi bu gelişimden mahrum bırakmayın ki muhtemelen en çok alıntı yaptığınız eserler Nurettin Topçu'nun eserleri olacak.
Buraya kadar okuduysanız TEŞEKKÜR EDERİM iyi okumalar...
•••
çalışmışım onbeş saat
tükenmişim onbeş saat
acıkmışım yorulmuşum uykusamışım
anama sövmüş patron
ter döktüğüm gazetede
sıkmışım dişlerimi
ıslıkla söylemişim umutlarımı
susarak söylemişim
sıcak bir ev özlemişim
sıcak bir yemek
ve sıcacık bir yatakta
unutturan öpücükler
çıkmışım bir kavgadan
vurmuşum sokaklara
Muhteşem muhteşem muhteşem... Bu kitabı tasvir edebilecek sözcükler yok bende. Geçen yıl 1 tane sonesini görmüştüm internette bayılmıştım tamamını okumak şimdi kısmet oldu. Bu kitabı bi okuyun derim ya özellikle şu piyasada dolaşan aşk kitaplarıyla arasındaki farkı anlarsınız.. Sakın ola ki kıyaslamayın ama kıyaslanabilecek ayarda değiller.. Şiddetle tavsiye ediyorum. Hem akıcı bir dili var hem de böyle kendine bağlıyor resmen. O zaman sevdiğim bir sözüyle kapatmak istiyorum. "Sen ancak görenleri seversin bense körüm." Yani yazacak pek bir şey yok bu sözünden sonra.
Bu kitabı çevirmek de ayrı bi hüner gerektirir. Bunun için de TALÂT SAİT HALMAN'a sonsuz teşekkürler. Böyle bir eseri dilimize çevirip bize kazandırdığı için..
Keyifli okumalar..:)
SonelerWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,9bin okunma
Uzun zamandır Orhan Kemal'den bir eser okumamıştım, kalemini sevdiğim bir yazar olduğu için arayı daha fazla açmamak gerek diye düşündüm.
Toplumcu bir yazar ve eserlerinde bunun hakkını sonuna kadar veriyor. Bu kez ele aldığı toplumsal sorun ise kadın-erkek eşitsizliği; daha doğrusu kadınların aşağılanması, küçümsenmesi, namusun sadece
Güzel sev beni kibar sev usul usul belli etmeden sev gizlice ama anlayarak sev ben olduğum için sev beni tüm bilginle geçmişinde biriktirdiğin ne varsa ve gelecekte kim olacaksan öyle sev bakarak sev görerek sev duyarak sesimi duyarak söylemediklerimi aklımdan geçenleri dokunarak sev en dokunulmaz yerlerine içimin bilerek sev kimi sevdiğini beni
"Ne görmen gerekiyorsa gözlerimin içinde, seni bekliyor. İster geçmiş ister gelecek. İstediğini al oradan, hepsi senin."
İlk kitabını okuduktan sonra heyecanla beklediğim bir macera olmuştu benim için, Çemberin Altında 2. O yüzden kitap çıkar çıkmaz aldım ve aldığım gibi de bitirdim. Bu kadar hızlı bitirmem de elbette yazarın kitabı çok
"Gerçekten sevdiğim pek az insan var; hele saygı duyduğum daha da az insan var. Dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor; her geçen gün insan karakterinin tutarsızlığına ve akıllı, duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor..."