Sevdiğime mesaj attım...
"Biliyordum, kendi dünyamın dengesini bozacağımı biliyordum. Aklım beni uyardı, ama yüreğim ona kulak asmadı.
SON DANS -1 O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim. Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
Reklam
Merhaba dedim kıza ben Gece diye de ekledim ardından adını bilmiyordum ama baya etkilendim sanırım. Süt kahve dalgaları saçları etkilemişti beni baya sanırım lise aşıkları gibi kanımda bir şeyler uçuşuyor, aklıma geldikçe yüzü beni bir gülümseme alıyordu. Dediğim gibi adım Gece yirmi beş yaşında işinde biriydim. Üniversiteyi yeni bitirip mimar
200
200. gün... Hayatımın en kötü 200 günü. Bunun böyle olması çok olağan dışı bir şey değil. Bana eğer bu ayrılıktan önce "ayrılık olursa nasıl olur" diye sorsaydılar, hemen hemen şu anki gibi bir durumu tarif ederdim. Yani beklenti dışı bir şey yok. Bu süreç ne kadar sürerse, bu günler de 201, 202... diye devam eder. Tabii ki de umut
500
500.gün... Evet sevgili 500 gün oldu. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorum. Daha geçen ayrılmıştık ve de ben bisikleti yokuşa sürüyordum, daha geçen ayrılmıştık bir durak önce inip Kız Kulesinin arkasındaki Galata Kulesini izliyordum, daha geçen ayrılmıştık ansızın senden bir mesaj gelmişti bana, daha geçen gün bahçeden odaya çıkıp anlayabilmen