Beni kendilerinden biri gibi görmelerini beklemedim hiçbir zaman, niye öyle görsünler, değilim zaten, ben onlardan biri değilim, ama hiç kimse de değilim, biriyim. Herhangi biri ama biriyim işte. Birisi olarak kabul edilebilmen için birilerinden mi olmak gerekiyor deda? (s.39)
Yabancı olmak, ait olamamak üzerine satırlar okuduğum bir kitaptı.
Çocukluk arkadaşımla, uzayan bir gecenin sarmalında geçmişten bugüne yaşanmışlıkları, öfkeleri, hüzünleri, pişmanlıkları konuşuyorduk…
Dertleşme daha doğru bir sözcüktü galiba… Fonda o güzelim “Bir Mahur Beste” çalıyordu… Sacit birden “bu şarkının hikayesini biliyor musun?” diye sordu… “Büyük şair Attila İlhan'ın şiiri işte, Ahmet Kaya'da şahane
Bakın şimdi : eski dost düşman olur hatta arkadaşın gün gelir eşin bile olur. Lakiiinnnn işin cılkını çıkartmaya gerek yok, eski sevgili arkadaş falan olmaz. Oldu, eski sevdiğinin sevgilisiyle de oturur çay içersin. :D ismi bile ne kötü "eski sevdiğim!" sevmek nasıl eskir?
İncelemeye birazcık kendimi birazcık insanlığı ve çokça da Can Yayınevini eleştirerek başlamak istiyorum. Şimdi bunların sebeplerini bir bir yazacağım. Kendimi eleştiriyorum, çünkü bu kitabı sırf adı çok hoşuma gidiyor diye aldım. Yani kulağa o kadar güzel gelen bir kelime kombinasyonu yapmışlar ki duyduğumdan beri unutmuş değilim. Komik olacak
"Zeynep" ismi geçen her şey dikkatimi çekiyor o yüzden merak edip aldım. Cümleler çok kısa ve bende noktalamalara uyarak okuduğum için biraz zorlandım. Şiir tadında cumlelerdi. Kitap kahramanı aslında Zeynep değil. Fakat Zeynep isminin anlamı "değerli olan her şey " olduğu için sevdiğinin arkasından Zeynep demeyi seçmiş yazar. Ve herkesin Zeynep'i farklıdır dediği gibi...
ZeynepMuhammet Hasan Kaya · Karina Kitap · 201579 okunma