Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sermayem Yok Derdimden Başka
Olmanın bilgisi kitaplarda vardır ama kendisi olanla hemhal olmadan ele geçmez. Hal sirayet eder demişler. Derdin ne isen, ona sahip olanlarla beraber ol ki derman bulasın. Eşkıya olmak istiyorsan evliya eşiğinde tüketme ömrünü, vekayet derdine düşmüşsen kendi kalbine eşkıyalık eyleme. Kişi sevdiğinin kaderinden pay alırmış, hemderdini öule sev ki
Dışarıdan bakıldığında yine bilinen işlerine devam edip duruyordu gerçi. Ama içinden ezberleyip yazdığı, sadece o harfti. Elindeki çomakla çöl kumullarına yazdığı o. Kesik parmaklarından damlayan kan gölünde çizdiği harf o. Hurma şerbetinde eriyen buzlann üzerinde gördüğü harf o... Çırak kızların hayırlı talih için yaktığı tütsüler dumanında yazılı kelime o... Papağanına ezberlettiği sözler... Güneşte kuruması için balkona astığı üzerlik tohumlarının çıt çıt cidarken zikrettiği isim o... Aynaya huhladığında buharlardan sıyrdan harf... Yine o... Yine o... Tüm yerler ve gökler, "MİM", hep "MİM"... Söylemeye kıyamıyor sevdiğinin ismini artık. Ulu orta "Muhammed" diyemiyor. Bu ismi söyleyecek olsa, ani bir zelzeleyle ortadan ikiye ayrılacağım sanıyor. Zannediyor ki sevdiği ismi zikredecek olsa, dünyanın cümle başları, o anda susup ona dönecekler, imalı imalı bakmaya başlayacaklar kendisine, içinden geçen denizi hemencecik yakalayacaklar. Bu öyle bir isim ki sırrını ele vermemek için hiç zikretmese en iyisi. Bu yüzden bir şifreyle avutuyor kendisini. Kısaca "Mim" diyor sevdiğine.
Reklam
Bakın şimdi : eski dost düşman olur hatta arkadaşın gün gelir eşin bile olur. Lakiiinnnn işin cılkını çıkartmaya gerek yok, eski sevgili arkadaş falan olmaz. Oldu, eski sevdiğinin sevgilisiyle de oturur çay içersin. :D ismi bile ne kötü "eski sevdiğim!" sevmek nasıl eskir?
"Ölüm önemsizdir Karahindiba..." dedi Hora Usta. "Toprağa düşmek zanneder insanlar ölümü... Oysa zamanın bitmesi demek değil, anlamını yitirmesi demektir sadece... Acele ederken ölür insan. Acele ve telaş, sana en sevdiğinin yüzünü bile göstermez. Yanından geçer gidersin evladının. Sevdiğinin gözlerine kör eder seni. Çalar hayatın sihrini... Uyanırsın bir çalar saatle sabahları... İşe gitmek için acele edersin... Bilmezsin ki bir çalar saat, çalacaktır yaşamının tüm sihrini... İsmi de buradan gelir zaten... Bunca acele, bunca telaş ne için?"
Sayfa 88 - Destek yayınları
USTA-ÇIRAK-HASTA=EKSİK DAHİ YAŞANMAMIŞ HAYATLAR
''aşk dedi; biraz tutuklanmaya benzer yüreğe ters kelepçe vurur yar ve maşuk idamı dahi göze alır....'' dedi körpe genç bir delikanlı. daha çıraktı hayat yolunun ve kulak kesti ustasının sözlerine '' daha kaç ilmek daha atmalı kaç harfi kurşuna dizmeli ya da kaç lügatı sırf ismi geçmiyor diye talan etmeli belki bu yüzden evlat sevdalar hala iltihaplı''... şimdi şurdan bana neşteri verde şu kalbin ağrıyan sızısını sökelimde yaşamak için olmasa bile ölmek için atacak vakti olsun. derken hasta uyandı ve şunları söyledi ustası ile çırağa; '' yar yoksa ölümü sunsa da lokman hekim ceninken intihar ederken umutlarım mutluluk semtinde dımdızlak soyulmuşken yüreğim şimdi kim anlatabilir sevmeyi...'' ve usta ile çırak hastanı kalbinden söküm attı. lakin nabız o kadar yavaşlamıştı ki! elektro şok vermek gerekiyordu. lakin tek eksik oydu. çünkü elektro şok sevdiğinin bir bakışıydı...ve bir hikaye daha ölümden daha beter bitti.
SEVGİNİN SABİTLİĞİ MERTEBESİ el-Vedâd İlahi İsmi Allah vüdd (sabit sevgi) diye isimlendirilmesi itibarıyla sevgisi sabit olandır. Vüdd diye isimlendirilmesi dedik, çünkü bu niteliğin dört hali, her halin kendisiyle tanındığı bir adı vardır: Heva, vüdd, hûb ve aşk! Sevginin kalbe ilk düşmesi ve orada gerçekleşmesine heva denilir. Bu kelime ‘yıldız kaydı’ anlamındaki heve en-necm ifadesinden türetilmiştir. Ardından vüdd (meveddet) gelir. Vüdd sevginin sebat bulması demektir. Ardından hûb gelir. Hûb sevgideki duruluk ve sevenin iradesinden çıkması demektir. Böyle bir durumda seven sevdiğinin iradesine göre hareket eder. Ardından aşk gelir. Aşk sevginin kalbi sarması demektir. Kelime asma ve benzeri ağaçlara sarılan dikenli sarmaşık anlamındaki aşaka’dan türetilmiştir: Aşk sevenin kalbini sarar, onu sevgiliden başkasına bakamayacak hale getirerek kör yapar.
128 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.