Adına yaşam kavgası denen kavgayı karnımızı doyurmak ve sevebilmek uğruna olduğu kadar, içimizdeki kitleyi öldürmek uğruna da veririz. Kimi koşullar altında bu kitle, bireyi bencillikten tümüyle uzak, dahası kendi yararına aykırı davranışlara dek götürebilir. "İnsanlık", bir kavram olarak bulunmadan ve sulandırılmadan çok önce, kitle olarak vardı. Bu kitle vahşi, coşkun, kocaman ve sımsıcak bir hayvan gibi hepimizin içinde derinlerde bir anafor gibi kaynar. Kitle, yaşına karşın, dünyanın en genç hayvanı, en öz yaratığı, ereği ve geleceğidir. Onun üzerine hiçbir bilgimiz yok; hala bir birey olduğumuz varsayımıyla yaşamaktayız. Kimi zaman kitle, gök gürültüsünden örülü bir fırtına içinde her damlanın yaşadığı ve aynı şeyi istediği coşkun bir okyanus gibi saldırı üzerimize. Bu saldırının hemen ardından parçalanıp gitme alışkanlığını henüz koruduğu için, fırtına geçince yine biz olarak, zavallı ve bırakılmış şeytancıklar olarak kalırız. Bir zamanlar bu denli çok, bu denli büyük, bu denli bütün olduğumuzu anılarımıza sığdıramayız bir türlü. ... Bir gün gelecek, kitle artık parçalanamaz olacak; belki de önce bir ülkede başlayacak, sonra orayı çıkış noktası yapıp çevresinde ne varsa yutarak ilerleyecek; ta ki artık Ben, Sen, O kavramı değil, ama yalnızca kitle var olacağından, kitlenin varlığına ilişkin tüm kuşkular ortadan kalkana dek.
Sayfa 460Kitabı okudu
Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek. Bu düzmece oyun sona ermeli. Kendi benliğimizi bulmalıyız. Yol verip yakarmaktan vazgeçmeliyiz.
Reklam
Hala anlayamadınız değil mi ? Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil! Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan kalp kırmamak. Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız.. Albert Einstein.
Şu ana kadar beni hiç görmeden sevmiş olan Gertrude'ün bundan sonra beni göreceğini bilmek oldukça rahatsız edici bir düşünce. Acaba beni tanıyacak mı? Hayatımda ilk defa aynaların karşısında endişeyle sorguluyorum kendimi. Peki ya bakışlarında, kalbindeki sevgiden ve hoşgörüden daha azını görürsem, ne hale dönerim ben? Allahım bazen, seni sevebilmek için onun aşkına ihtiyacım varmış gibi hissediyorum.
Sayfa 89
İnsan mutlu olduğuna inanmadıkça mutlu değildir.
Sayfa 117 - Publibius Syrus (M.Ö. 50)
....Bir Budist öğretmenim bana şöyle demişti; -Bırak gitsin. Niye acına sarılıp duruyorsun? Dünün yanlışları hakkında yapabileceğin hiçbir şeyin yok. Onlar senin yargılayacağın şeyler değil. Niye seni umut duymak ve sevmekten alıkoyan bu şeylere bağlanıp kalıyorsun?-
Sayfa 114
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.