Küçük camilerin, gizli hamamların, yorulup yatmış köpeklerin, karnı kararmış çınarların, yazısı silinmiş tabelaların, bir daha açılacağı kuşkulu dövme demir kepenkleri kapalı dar dükkânların arasından geçti. Bir küçük açıklığa çıkacakken karşıdan gelen alışılmadık adamları gördü. Birinin omuzunda film çekme aleti vardı, öbürü bir çanta ve kimi
Sayfa 97 - Koyu KırmızıKitabı okudu
Lars von Trier - Melancholia (spoiler içerir)
Aynı'nın cehenneminde, Atopik Başka'nın gelişi kıyameti haber veren bir hal alabilir. Bir başka deyişle: Bugün Aynı'nın cehenneminden kurtularak Başka'ya yönelmemizi sağlayacak tek şey kıyamettir. Lars von Trier'in Melancholia filmi de kıyamet benzeri bir olayın, bir felaketin bildirilmesiyle başlar. Felaketin lafzi anlamı
Reklam
Hiçbir film, televizyon programı ya da okulda öğretilenler, ebeveynlerimi­zin her gün maruz kaldığımız evliliklerinden daha güçlü bir öğ­retmen değildir.
Sevmek Zamanı ve Aşk Üzerine
Aşk Üzerine Bir Film'in retrospektifi, "dünyaya her zaman sevilen değil de seven bir insanın gözüyle bakmak" üzerine kurulduğu için bilhassa kıymetlidir. Sevilenin değil de sevenin gözünden bakılan bir yeryüzü; bu önemli! Sevilen parçalanmış bir objedir çünkü. Aşk ancak aşığın, aşk yüzünden acı çeken insanın gözünden bakılarak gösterilebilir. Aşk acı çekme ve imkânsızlıkla ilgili bir durumdur ve işte; bu yüzden aşktır.
Sayfa 22 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
BRENDA CHAPΜΑΝ YÖNETMEN
Bir zamanlar, kıvırcık kızıl saçları olan ve çizim yapmayı seven bir kız vardı. Adı Brenda'ydı. On beş yaşına geldiğinde, Walt Disney Stüdyoları'nı aradı. "Çizim yapmakta gerçekten iyiyim" dedi. "Bana iş verecek misiniz?" Büyüyüp eğitim aldıktan sonra yeniden iletişime geçmesini söylediler. O da aynen öyle yaptı. Kaliforniya'da bir sanat okulu olan CalArts'ta karakter animasyonu üzerine eğitim aldı. Birkaç yıl sonra tam da hayal ettiği yerdeydi: Los Angeles'ta Disney'in animasyon filmleri için çalışıyordu. Kısa bir süre sonra, az sayıdaki kadın animasyoncudan biri olduğunu fark etti. "İşte o zaman, filmlerdeki prenseslerin neden o kadar çaresiz olduğunu anladım; hepsi erkekler tarafından yaratılmıştı" dedi. Kendi kendine yeni bir prenses tipi yaratmaya söz verdi: güçlü, bağımsız ve... "...Cesur" diye düşündü. "Ne müthiş bir film ismi!" Cesur filmindeki Prenses Merida hiç de çaresiz değildir. Harika bir okçudur, atını dörtnala koşturur, ayıları yener, inanılmaz maceralar yaşar. Brenda bu karakteri yaratırken küçük kızı Emma'dan esinlenmişti. O da annesi gibi güçlü, özgür ruhlu bir kız! "O benim Meridam... ona hayranım." Brenda, filmiyle bir Oscar, bir de Altın Küre kazandı. Brenda aynı zamanda, Güzel ve Çirkin, Küçük Denizkızı, Aslan Kral gibi pek çok ödüllü filmde çalıştı. Mısır Prensi filmiyle, önemli bir Hollywood stüdyosu için yapılan bir animasyonu yöneten ilk kadın oldu.
Uzun ama okumaya değer. "Herkesin becerememesine şaşmamak lazım."
"Okumayı seven insan az değil. Çoğunluk değil ama tutarlı, sağlam bir azınlık.Ve okurlar aldıkları hazzın sadece eğlendirilmekten farkını biliyorlar. İzlemek genelde tümüyle edilgenken okumak daima bir eylemdir. Açma düğmesine bastınız mı Televizyon başlar ve devam eder, eder, eder… Oturup bakmaktan başka bir şey yapmanız gerekmez. Oysa kitaba dikkat vermek gerekir. Kitabı hayata okur getirir. Diğer tümünün aksine, kitap sessizdir. Kitap kişiyi fon müziğiyle uyutmaz, banda alınmış kahkaha sesleriyle kulak zorlamaz ya da odanızı silah sesleriyle doldurmaz. Hepsini sadece kafanızın içinde duyabilirsiniz kitap okurken. Kitap, televizyon veya film gibi gözlerinizi, bakışlarınızı bir yerden bir başka yere götürmez. Aklınızı vermezseniz aklınızı, yüreğinizi vermezseniz yüreğinizi etkilemez kitap. Kitap, sizin yerinize bir şeyler yapmaz. İyi bir romanı okumak, romanı izlemek, romanı yaşamak, romanı duyumsamak, romanı yaşamak, romanın kendisi olmak, kısacası romanı yazmak dışında ne varsa yapmaktır. Okumak bir iş birliği, bir katılımdır. Herkesin becerememesine şaşmamak lazım yani."
Epud
Reklam
Bir yaylı hatırlıyorum. Hayvan, yol ve yulaf kokan keçelerin üzerinde çocukluğumun sevgilisini, yumuşak ve tombul avuçlarıyla, yolun iki tarafında uçan kuşları, alkışlar görüyorum. Sonra yine çocukluğumun sevgilisini, bir deniz kenarında lacivert ve sıkı robunun içinde dolaşır seyrediyorum. Korku, yol boylarınca etrafımı sarıyor, önümde uzuyor.
Kültürümüzde aşk için acı çekmenin ve ilişkiye bağımlılığın romantikleştirilmesi de Lisa'nın durumuna yardımcı olmuyor. Popüler şarkılardan operaya, klasik edebiyattan aşk romanlarına, pembe dizilerden sanatsal film ve tiyatro oyunlarına kadar birçok eserde karşılığını bulmayan, olgunlaşamayan aşk ilişkileri çekici kılınıp yüceltiliyor. Bu kültür unsurlarının benimsetmeye çalıştığı anlayışa göre aşkın derinliği çektirdiği acıyla ölçülür ve gerçekten acı çeken, gerçekten sevmektedir.
Sayfa 86
"Popüler şarkılardan operaya, klasik edebiyattan aşk romanlarına, pembe dizilerden sanatsal film ve tiyatro oyunlarına kadar bir çok eserde karşılığı bulunmayan, olgunlaşmayan başka ilişkileri çekici kılınıp yüceltiliyor. Bu kültür unsurlarının benimsetmeye çalıştığı anlayışa göre aşkın derinliği çektirdiği acıyla ölçülür ve gerçekten acı çeken, gerçekten sevmektedir."
Mesela neden ?
Ben yaptığım filmin tam olarak ne üzerine olduğunun bile fazla anlaşılmasını istemem. Karmaşık, iç içe, bir konuyu açıklığa kavuşturmaktan çok, meseleyi tersine daha da bulandırmayı seven biriyim. Varsa bile böyle bir şey, bunun dokuz kat zar altına saklanmasını tercih ederim. ... Ben kendimin de anla­makta zorlandığım, kendisini üzerime dayatan, benim için biraz anlamlandırması zor, muğlak bir yapısı olan meseleler üzerine film yaptığımı sanıyorum.
Sayfa 225 - Norgunk Yayıncılık | Nuri Bilge Ceylan
Reklam
_Kalbin yolu güzeldir ama tehlikelidir. Zihnin yolu sıradandır ama güvenlidir. Erkek en güvenli ve en kestirme yaşam tarzını seçmiştir. Kadın duyguların, hislerin, ruh hallerinin en güzel ama en sarp, en tehlikeli yolunu seçmiştir. Ve bugüne kadar dünya erkekler tarafından yönetildiği için kadınlar muazzam şekilde azap çekmiştir. O, erkeğin
Erotik film ve pornografi kadınların bir erkekten neler isteyebileceği hakkında aydınlatıcı bir bakış açısı sunar. Geçtiğimiz yıllarda, sadece kadınları hedefleyen bir pornografi türü ve kadınlar için kadınlar tarafından yazılan erotik romanlar ortaya çıkmış ve tutulmuştur. Bu tür kurgularda erkek bazen sadece cinsel haz öğesi olsa da, böyle bir erotizm erkeklere yönelik olan erotizmden çok belirgin şekilde farklıdır. Kadınlara yönelik bu kurgularda, öncelikle, erkekler kadının seksten haz almasıyla ilgilenir ve kısa süreli olsa bile sevgi ve duygu yüklü ilişkiler kurmaya önem verirler. Seksin fiziksel boyutu hiçbir şekilde erkeklere yönelik pornografide olduğu kadar ön plana çıkmaz. Birbirini seven çiftler arasındaki cinsel ilişki fikri vurgulanır; bu ilişkiler tek gecelik, duygudan yoksun ilişkiler değil, duygu yüklü, ihtirası karşılaşmalardır.
"Aşk Üzerine Bir Film' in perspektifi, "dünyaya her zaman sevilen değil de seven bir insanın gözüyle bakmak" üzerine kurulduğu için bilhassa kıymetlidir. Sevilenin değil de sevenin gözünden bakılan bir yeryüzü; bu önemli! Sevilen parçalanmış bir objedir çünkü. Aşk ancak aşığın, aşk yüzünden acı çeken insanın gözünden bakılarak gösterilebilir. Aşk acı çekme ve imkansızlıkla ilgili bir durumdur ve işte; bu yüzden aşktır. Metin Erksan'ın Sevmek Zamanı'nın da böyle bir derdi vardır."
Kimse unutamaz. Unutmada özlem yoktur. İnsan film sahneleri gibi bir bir görür eski anıları. Daha önce fark ettiği ama hızlı geçtiği üstünde durmadığı her şeyi açık seçik görür. Seven, sevdiğinin yokluğuna saplanıp kalmadan özleyemez. Özlerken daha iyi tanırsın sevdiğini.
Sayfa 211Kitabı okudu
Sinemada film izlemeyi, bisiklet sürmeyi ve kitap okumayı seven insanların seveceğine inandım hep. Hele ki kitap okumayı seven insan zaten güzel ve özel seviyordur. Ben bunu bilirim,bunu söylerim
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.