• On Kişiden Hiçbiri Masum Değildi: Herkesin bir sırrı var ve hayatta kalmak için her şey yapabilirler.
Issız bir adaya gizemli bir şekilde davet edilen on yabancı... Her biri geçmişlerinde karanlık sırlar barındıran bu konuklar, teker teker ölmeye başlarlar. Her ölüm, tekerlemedeki bir mısrayla ilişkilendirilir ve gerilim her sayfayla tırmanır.
Kimin katil olduğu merak konusu değil, asıl merak edilen onun motivasyonu. Her karakterin geçmişine ve psikolojisine derinlemesine inerek, her birinin potansiyel katil olabileceği fikrini ustaca işliyor yazar. Bu sayede gerilim sadece kimin öldürdüğü sorusuyla sınırlı kalmıyor, katilin kimliği açığa çıktığında hissedilecek duygusal karmaşıklık da artıyor.
Roman sadece polisiye bir gerilimden öte, insan doğası ve ahlak üzerine de derin düşünceler barındırıyor. Karakterlerin geçmişteki hataları ve işledikleri günahlar üzerinden, adalet ve intikam kavramlarını sorguluyor yazar. Okur, karakterlerin kaderiyle yüzleşirken, kendi vicdanıyla da hesaplaşmaya itilir.
Kasvetli ve izole bir adada geçen romanın atmosferi gerilimi daha da artırıyor. Yazar, mekanı ustalıkla kullanarak okuru karakterlerin psikolojisine hapseder ve her an bir şeylerin olabileceği hissiyatını yaratıyor.
Sonuç olarak, sürükleyici bir kurgu, unutulmaz karakterler ve etkileyici bir atmosferle bezeli bu roman, polisiye roman sevenler için okunması gereken bir klasik.
Ancak, romanın bazı ırkçı ifadeler içerdiği ve günümüzün standartlarına uygun olmadığı da göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle okumaya başlamadan önce bu durumun bilincinde olmak önemlidir.