Sözlerle anlatılabilir mi, bir acının derinliği... Konuşabilir miyiz, hissedemediklerimizi... Romeo ve Juliet gibi delicesine sevmişsek birini.
Tarih boyunca iki düşman aileye mensup, sevgililerin ölümsüz aşkları dolanmıştır dilimize. Aslı ile Kerem, Leylâ ile Mecnun misâli. Romeo ve Juliet'de ailelerin düşmanlığına rağmen, baş koymuşlardır aşkın
Ayfer Tunç’un yeni romanı, tek başına bir kadının tüm dayatmalara başkaldırısı diye biliniyor medyada. Kuru Kız, toplumsal baskılardan özgürlüğe kaçış üzerine, bir roman. Hatta bir başarı öyküsü de denilenebilir.
Kitabın adı içeriğini bilmeyenlere ilk olarak kız kurusunu çağrıştırıyor. Ama yazar karakterin meselesini sadece kız kurusu olmadığını
Aşk romanları okumayı sevenler için muhteşem önerilerimiz var! Zamanın azsa veya yoğun bir okuma temposu için kendini hazır hissetmiyorsan önerdiğimiz kitaplar tam sana göre. Bu kitapların tümüne ve daha binlercesine bkmkitap.com ve bkmkitap şubelerinden ulaşabilirsin. Kitapla kal❤️📗
Hemen İncele: bkmkitap.com/ask-romanlari
Merhabalar..:) Öncelikle yazarla tanıştığım ilk kitap. Belki de yanlış seçim benim için. Ama bence bir yazarın hangi kitabı olursa olsun o kitabı okurken saatin sesini "tik-tak-tik" diye duyurmamalı. Kitabın isminden çok şey umarak, büyük bir beklenti ile başladım. İlk satırlarda anlatım şeklini sevmediğimi, farklı bulduğumu okuma durumuma yorum olarak eklemiştim. Satırlar arasında kopukluk vardı. Olaylara geçiş arasında da vardı bu alakasızlık. Sonra cinsellikle karşılaştım. ( imgyukle.com/i/aa214o ) Normal canım n'olacak her kitapda vardır dedim ki herkes der bunu. Ama bu da alakasızdı. Yani durduk yere şey yazmış "Babamın eli şeyindeydi" banane adamın şeyinden, banane adamın elinden? ( imgyukle.com/i/aa2Z4s ) Birçok inceleme okudum belki pdf yanlış diye. Herkes övmüş incelemesinde. Ben de pdf okumayan kişiler gerçek kitabın o sayfasını atarsa demekki yazarın kalemi bu şekilde diye düşündüm, ileti attım. ( imgyukle.com/i/aa2Xbv ) Maalesef kitapda da öyleymiş. Şimdi bunu okuyanlardan Tezer Özlü sevenler mutlaka olacaktır. Şunu belirteyim ayrı ayrı cümleler, alıntılar olarak güzel. Hatta çok sevdiğim cümleleri alıntı olarak ekledim. Ama kitap olarak nitelendiremedim. Belki de okuyanlar psikolojik bir manada bağlayabilmişlerdir, anlam katabilmişlerdir kitaba ama ben katamadım. Şimdi bunun bir yanını daha konuşalım. Günümüzde bir gencimiz böyle cümlelerle kitap yazsa toplum olarak linç eder, her baskıyı uygular, bu ne deriz. Yazdığına pişman etmez miyiz? Ederiz. Bu kadarız işte. İyi okumalar.
Bir kitapla yaşamaya alışmak!
Gittiğin her yere onunla gitmek!
Onunla aynı yağmurda ıslanmak!
O kahramanlarla uyuyup yine onlarla uyanmak!
Ve eser bittiğinde oluşan o derin boşluk!
22 gün olmuş
Anna Karenina serüveni başlayalı. Kitaplarına gözü gibi bakan biri olarak yıllar sonra ilk kez bir kitabı eskittim! Ve şimdi o eskilik bana o kadar huzur ve
Lev Nikolayeviç Tolstoy " İvan İlyiç'in Ölümü " isimli eserinde, İvan İlyiç isimli kahramanın hazin öyküsüne değinerek, aslında insanoğlunun acınası ve dramatik yaşamını gözler önüne sermiştir. Kurguda ki kahramanın çocukluğundan başlayarak yaşamının son anına kadar, yaşanmışlıklara kısa betimlemelerle değinerek, nasıl da gerçek hayatta
"LEYLİM" bir insan sevdiğine en güzel nasıl seslenebilir? Hem onun adından uzaklaşmadan hem de kendi kalbini katarak nasıl çağırabilir ki? Bir Ahmed Arif'in Leylim'i olmak nasıl bir duygu? Peki ya, Leylim'in Arif'i olamamak? Böyle diyordu Leyla Erbil'e, Leyla'sına Leylim, Sevgili Canım, Canım Leylâm, Ömrüm diye başladı mektuplarında
BİZ BU ÇAĞIN FİYAKALI KAYBEDENLERİYİZ.
Bir okurun kütüphanesinde yıllar yılı bulundurupta okumadığı olağanüstü kitaplar vardır. Her seferinde başına gidip onları okşar ve yerine bırakır. Sonra o yıllara ihanet edip gidip başka kitaplara sarılır. Bu durumun yaşanma ihtimali 1 de 1.
Sevdiğiniz biriyle yanlış mezarlara gömülüp birbirinizi kaybetme
"Sen niye buradasın?" diye sordum Nevin'e.
O da halkını sevdiği için buradaymış. Ben büyüyünce halkımı hiç sevmeyeceğim. Halkını sevenler hep kafese giriyor.