·
Not rated
#JodiPicoult
#KızKardeşimİçin 485 sy
#AprilYayıncılık
İlk başta dikişlerin şeklini onun isminin yazılışına benzetmemi hatırlıyorum.
İçimde çalışmakta olan böbreğine ve damarlarımda dolaşan kanını düşünüyorum. Onu hep yanımda taşıyorum, gittiğim her yere...
________________
Merhaba arkadaşlar 🪽
Sizlere yine empatinin kraliçesi olan Jodi
Karalama
Her bireyin ayrı ayrı hayatından izler taşıyan, yaraları sarmak için öylesine bir karalama olmadığını ta içinizde hissedeceğiniz, samimiyet kokan bir çalışma. Karlama diye başlayıp derinden yaralanma bu olsa gerek. Şimdi gerçek dünyadan biraz olsun Sahte dünya dönmeliyim. Kitabı son sayfasını da okuyup masanın üzerine kapatıp bıraktım ya Hayattaki bu kadar gerçeği hazmetmek için biraz zamana ihtiyacım var derken ne kadar da şükürsüz olduğumuz aklıma geldi. Aşk, özlem, sevgi ve daha fazlası için yazar zaten karalamış size kalan kapağı aç ve ilk sayfa bir göz at. Emin ol kendini son sayfada bulacaksın. Tecrübe ile sabit.
Bir solukta okuduğum bir kitap oldu. İlk sayfalarında ve son sayfalarında ''gerçek bir hayat hikayesinden alınmıştır'' ifadesini arayıp durdum çünkü kitabı bitirdiğimde bu ailenin gerçekliği içerisinde buldum kendimi.
Her birinin hikayesi, çektikleri, hayatın onlara yaşattıklarını okurken ben de yaşadım, ben de hissettim..
Ethem, Ekrem, Emin, anneleri ve babaları, Sevgi, Hülya, Nurten, Çiğdem ve diğerleri..
İçlerinde ''şu kötü, şu haksız, şu şeytan görünümlü'' diyebileceğim kimse yok. Hepsi de tabiri caizse feleğin sillesini zaman içerisinde yemiş karakterler.
Karakterlerin duygu dünyalarının yansıması çok net ifade edilmiş, her sayfasında şoke edici olaylara tanık olmamız da oldukça etkileyici bir hava katmış.
İnsan, bu kitabı okurken kendi ailesinden ve çevresinden izlere ait örneklere rastladığı için kitapla olan bağı daha ilk sayfalarda kuvvetleniyor.
Mutlaka okumalısınız.
Şermin Yaşar'ın emeğine kalemine sağlık..
Kitap üçü kısa olan toplam beş hikâyeden oluşuyor. Yazardan okuduğum ilk kitaptı, yazım dilini oldukça başarılı buldum. Benim en sevdiğim hikayeleri #kuşlaröttüisanınbabasıöldü #yaşlışairinçoksatankitabı #hicrannineninsütü oldu diyebilirim.
#Kuşlaröttüisanınbabasıöldü Kitaba ismini veren novella tadındaki on bölümlük ilk hikâye alışıla gelmiş hikayelerin ötesinde olmasından dolayı kapak ismini layığıyla hak etmiş. İlk hikâye de Mesih'in dünyaya gelişini, gelişi ile gelişen olay örgülerini, sevgi ve nefreti başarılı bir şekilde tema olarak alınmış.
#Yaşlışairinçoksatankitabı hikayesi de oldukça kısa, tadı damağımızda kalan bir hikâyeydi diyebilirim.
#Muhalifkuzu hikayesinde içten pazarlıklar, kurnazlıklar tema olarak alınmış.
#Aden'deölüm ise tam bir kader hikâyesi olmuş.
#Hicrannineninsütü de oldukça ilginç bir hikâyeydi. Yıllar önce doğan bebeğini sütü gelmediği için kaybeden ninenin altmış iki yaşında memesinden süt gelmesini, bu duruma çare aramasını, sütünü satması sonucunda meydana gelen olayları bir solukta okurken buluyorsunuz kendinizi.
Siz bu kitabı okudunuz mu, en çok hangi hikâyeyi beğendiniz?
Sevgi
Kitab oxumağı sevməyən bir insanın sevəcəyinə qətiyyən inanmıram.
Çünki, içində duyğu olan bir şeyləri sevməyən biri, insanıda düzgün bir şəkildə sevə bilməz.
"Ne olurdu şu dünyada ayrılık olmasaydı..."
》Acımak, Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe... ve daha niceleri. Reşat Nuri deyince hep nostaljik diziler, filmler, şarkılar geliyor aklıma. Çünkü kitaplarında da hep o hava var.
》Eski zamanlara ışınlıyor insanı, siyah beyaz sahnelere... Kullandığı kelimeler, kalıplar, üslubu, karakter analizleri, olaylar. Dönemini çok güzel yansıtıyor okuyucuya. Ve birkaç
