Bilgi olmadığında tutku kördür,
Emek olmadığında bilgi beyhudedir,
Ve sevgi olmadığında emek nafiledir;
İnsan aşkla emek verdiğinde kendini nefsine , diğerlerine ve Tanrı’ya bağlar.
Sevgi var olan her boşluğu doldurur, sırılsıklam eder, içeri dolan deniz sisi gibi her yana yayılır, her şeyi kaplar. Mesafeler yok olur, insan yüzünün önünde ne varsa onu görür yalnızca. Ipıslak olur. Sevgiden daha iyi bir şey yoktur.
Feministlerin sosyalizmden yana çıkmaları gerekir, çünkü ancak sosyalizm onların sorunlarına bir çözüm getirebilir. Kabahat erkeklerde değil, törelerin ve düzenin bozukluğunda. Erkekler eziliyor ve kendileri ezildikçe, kadınları ezmeye kalkıyorlar. Ezilen kadın da erkekten hıncını almak istiyor. İşverenlerin sömürdüğü erkek, evine gelince, karısını sömürüyor. Kadın da onu sömürmek istiyor. Böylece kadın-erkek ilişkisi, bir sevgi bağı olmaktan çıkıyor, içine hem kinlerin hem de çıkarların karıştığı bir kepazeliğe dönüşüyor, ayrılmalarla sonuçlanıyor.
Mırıldandıklarım
masumlar ne anlatır yüzlerinde?
cennet, neyi yitirdikten sonra aramaya
başladığımız şeydir?
içimizdeki boşluktan başka nedir ki ölüm?
bu boşlukla nereye dek gidilebilir?
Gözəlliyin gözünün özünü görə bilmədiyini başa düşdüm . Sevilən sevənin gözgüsünə malik olmayanda öz gözəlliyinin mükəmməlliyini görmür, bundan narahat olurdu. Taclı kimi gözəllik üçün həmişə bir sevən lazımdı.Gözəllik yeməkdisə, sevgi onun duzu sayılırdı.
“Hepimiz hatırladığımız parçalardan oluşuyoruz. İçimizde bizi sevenlerin umutlarını, korkularını taşıyoruz. Sevgi ve hafıza olduğu sürece gerçek anlamda kayıp yoktur.”