Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Avrupa, Asya, Musevi, Hristiyan ve Müslüman gibi sözcükler bu hikayede sizi yanıltabilir, fakat korkmayın sevgi her şeyin üstesinden gelir, hele öncesin de “Aşk” varsa...
SPOİLER!!!
Öncelikle izdiham dergisi en sevdiğim dergi bunu belirtmek istiyorum beni dergi okumaya alıştıran yayınevidir.Bu dergisinde de sanattan aşka röportajdan şiirlere edebiyattan hayatın bütün gerçeklerine çok güzel şekilde değinmiş benim en beğendiklerim arasında ise AŞKIN TÜM MUTSUZLUĞU BAŞLIĞI yer alıyor dergide "Tanıdık acı bile insana güven verir.Onunla başa çıkmıştır çünkü daha önce insan,yine olsa yine üstesinden gelir." alintisi aslinda her seyi anlasilir kılıyor bir insan alıştığı bir kişinin bütün dertleriyle bütün acılarıyla kabullenmiştir çünkü zaten bu durumları yaşamış ve üstesinden gelmiştir tekrardan üstesinden gelebileceğini sanır.Bir diğer alıntıda "aşk bir körlüktür "der.Aşk zaten bir körlük olmasaydı seven insan sevdiğinin kendisinde kusur olarak gördüğü şeyleri bile dünyanın bulunmaz nimeti sayar mıydı o kadar incinmeye kırılmaya rağmen yeniden devam etmek ister miydi sanmıyorum aşk bitince ise insanın ben ne yapmışım ne çok katlanmisim demesininde sebebi aşk varken gönül gözüyle bakıp her şeye karşı olsun seviyorum sevgi her şeyin üstesinden gelir düşüncesiydi ama aşkı yitirmek farkındalığa yol açar.Hepsinden öte ne kadar atlattığınızı ne kadar bırakıp gittiginizi sanarsanız sanın sizin yarınızda bıraktiginiz yada kaldığınız noktada kalır aklınız her zaman diğer yarınızla tartışır umarım bu incelemeyi okuyan olursa beğenir çünkü bunları gerçekten hissederek söylüyorum