Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gerçekten Aşk neydi?
Aşk Bu; Adı Üstünde Sarmaşık, Azıcık Sırnaşık, Biraz Da Şımarık! Gerçekten Aşk neydi? Erilleri şair edecek, duyguların doruklarına çıkaracak kadar neydi bu Aşk? Aşk’ı dile getirmek erillere mi düşüyordu? Dişil dişiliği gereği, Aşk’ı duyarak mı Aşk’ı yaşamak istiyordu? Kimin duygusu daha yoğundu? Aşk’ını dile getiren erilin mi, sevgi sözcüklerini duyarak Aşk’ı yaşamak isteyen dişilin mi? Sahi birbirinden farklı iki insanı bir araya getiren ortak nokta neydi? Aşk mı ortak noktaları, Aşk yüzünden mi ortada noktaları? Bu nasıl bir çekim ki, ortak ve orta noktaları birbirleri oluyordu? Neden kendimizden farklı kişilere çekiliriz, kendinde olmayan eksik hissettiklerini tamamlamak için mi?
Annen beni gerçekten sevdi, biliyorum; ama neydi bu ‘sevgi’ — onun yalnızca daha önceden edinmiş olduğu bakış bi­ çimlerine verdiği addı. Beni, hep, ya yanlış an­ ladı, ya da hiç anlamadı. Beni hiçbirzaman sahi­ den ben olarak göremedi ki — o zaman kimdi Annen’in ‘sevdiği’?... Bende ben olmayan birini — hatta birşeyleri— ‘sevdi’; sonra, bekledikleri­ ni bulamadıkça, duygulan — o sevgi’si— nefrete dönüşmeğe başladığı zaman da, ne yazık ki, gene, ben değildim nefret ettiği kişi... Beni tanıyarak, bilerek, görerek; sahiden ben olan benden nefret etseydi, inan, sevinirdim buna. Öyle olmadı.
Reklam
İşte, hep buydu olan: Annen beni gerçekten sevdi, biliyorum; ama neydi bu ‘sevgi’ — onun yalnızca daha önceden edinmiş olduğu bakış bi­çimlerine verdiği addı. Beni, hep, ya yanlış an­ladı, ya da hiç anlamadı. Beni hiçbirzaman sahi­ den ben olarak göremedi ki — o zaman kimdi Annen’in ‘sevdiği’?... Bende ben olmayan birini —hatta birşeyleri— ‘sevdi’; sonra, bekledikleri­ ni bulamadıkça, duygulan —o sevgi’si— nefrete dönüşmeğe başladığı zaman da, ne yazık ki, gene, ben değildim nefret ettiği kişi... Beni tanıyarak, bilerek, görerek; sahiden ben olan benden nefret etseydi, inan, sevinirdim buna
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
Annen beni gerçekten sevdi, biliyorum; ama neydi bu ‘sevgi’ — onun yalnızca daha önceden edinmiş olduğu bakış bi­çimlerine verdiği addı. Beni, hep, ya yanlış an­ladı, ya da hiç anlamadı. Beni hiçbirzaman sahi­ den ben olarak göremedi ki — o zaman kimdi Annen’in ‘sevdiği’?... Bende ben olmayan birini —hatta birşeyleri— ‘sevdi’; sonra, bekledikleri­ni bulamadıkça, duygulan —o sevgi’si— nefrete dönüşmeğe başladığı zaman da, ne yazık ki, gene, ben değildim nefret ettiği kişi... Beni tanıyarak, bilerek, görerek; sahiden ben olan benden nefret etseydi, inan, sevinirdim buna. Öyle olmadı.
Sinemamızın en büyük aktörlerinden biri o. “Manav Halil”, “Filinta Osman”, “Zehir Ali”... Yüzlerce sinema filmi ve onlarca tiyatro oyununda rol almış dev aktör İZZET GÜNAY’la buluştuk. Sanat macerasını, Türk sinemasını, “Vesikalı Yarim”i, koleksiyonculuğunu ve pek çok şeyi konuştuk. MANAV HALİL’İ GAYET İYİ ANLIYORUM“SEVGİ DE YETMİYORMUŞ, ÇOK
Reklam
Annen beni gerçekten sevdi, biliyorum; ama neydi bu ‘sevgi’ — onun yalnızca daha önceden edinmiş olduğu bakış bi­ çimlerine verdiği addı. Beni, hep, ya yanlış an­ ladı, ya da hiç anlamadı. Beni hiçbirzaman sahi­ den ben olarak göremedi ki — o zaman kimdi Annen’in ‘sevdiği’?... Bende ben olmayan birini — hatta birşeyleri— ‘sevdi’; sonra, bekledikleri­ ni bulamadıkça, duygulan — o sevgi’si— nefrete dönüşmeğe başladığı zaman da, ne yazık ki, gene, ben değildim nefret ettiği kişi... Beni tanıyarak, bilerek, görerek; sahiden ben olan benden nefret etseydi, inan, sevinirdim buna. Öyle olmadı.
Sahi, neydi sevgi? Bir çuhayı ipek görebilmek miydi; toprağı amber niyetine koklamak mı? Sureti sîrete, arazı cevhere, bedeni ruha köle eylemek miydi sevgi? Sevgi bir iyilik miydi, şefkatli bir cümlecik mi? Neydi sevgi? Dış mıydı, yoksa iç mi; zahir miydi, yahut bâtın mı; kalıp mıydı, ya ki can mı? Var olmak mı, varlıktan geçmek mi? Dünyaya gülmeye mi gelmiştik; ağlamaya mı; ölüyor muyuz, yoksa doğuyor mu? Sevgi neydi?
Sahi, neydi sevgi? Bir çuhayı ipek görebilmek miydi; toprağı amber niyetine koklamak mı? Sureti sîrete, arazı cevhere, bedeni ruha köle eylemek miydi sevgi? Sevgi bir iyilik miydi, şefkatli bir cümlecik mi? Neydi sevgi, dış mıydı, yoksa iç mi; zahir miydi yoksa bâtın mı; kalıp mıydı, ya ki can mı? Var olmak mı, varlıktan geçmek mi? Dünyaya gülmeye mi gelmiştik, ağlamaya mı; ölüyor muyuz, yoksa doğuyor mu? Sevgi neydi?!..
Sahi, neydi sevgi? Bir çuhayı ipek görebilmek miydi; toprağı amber niyetine koklamak mı? Sureti sîrete, arazı cevhere, bedeni ruha köle eylemek miydi sevgi? Sevgi bir iyilik miydi, şefkatli bir cümlecik mi? Neydi sevgi, dış mıydı, yoksa iç mi; zahir miydi, yahut bâtın mı; kalıp mıydı, ya ki can mı? Var olmak mı, varlıktan geçmek mi?
Sayfa 10 - AlfaKitabı okudu
Reklam
Emektir Kıymeti Doğuran
Sahi sevmek neydi? Tüm yüreğiyle kalbini verebilmek Peki ya aşk neydi? Aşkın içinden gerçek sevgiyi çıkarabilmek. Öyle bir ateş çıkar ki o aşkın içinden nasıl yakar yürekleri,nasıl titretir sözleri,nasıl kanatır canları,kahreder işte kalplerimizi. ama mutlulukta gerçek sevgiden çıkar işte. İşin içinden çıkılmıyor bazen de her işin içinden çıkılabilir ya hani. İşte o hesap aşkın ta kendisi.Dayanabilmektir emektir her anını gönlümüze kazıdığımız iyisiyle kötüsüyle gönlümüze sunulan aşkın içinden çıkan sevgi. Ateş yakıp yüreğin de sevginle yoğurmazsan gönlün de o aşk iyi pişip sunulabilir mi kalplerimize? Gerçek sevgi hiç yapmam dediğin şeyleri onun için yapma cesaretidir. Cesaret etmem dediğin şeyleri gözü kapalı bir şekil de yapmaktır. Bazen de aşktan çıkan sevgi bir annenin doğururken çektiği acı gibidir.dokuz ay sabredip karnın da taşır acı çeker ama sonuç olarak bebeğini kucağına aldığın da o ilk bakış hangi huzura eş değer ona bakarken ki huzur her şeyi unutturur aşk bir bebeğin annesine olan muhtaçlığı gibidir. Bir bebek ağlamaya başladığın da annesinin kokusunu almadan susar mı hiç? Ama emek olmasaydı ortada ne anne evladının ne evlat annesinin değerini bilirdi çünkü hiçbir gerçek sevgi basit değildir. SONUÇTA EMEK KIYMETİ DOĞURUR EMEK OLMASA KIYMET NEREDEN ÇIKARDI?
Sahi, neydi sevgi? Bir çuhayı ipek görebilmek miydi; toprağı amber niyetine koklamak mı? Sureti sîrete, arazı cevhere, bedeni ruha köle eylemek miydi sevgi? Sevgi bir iyilik miydi, şefkatli bir cümlecik mi? Neydi sevgi, dış mıydı, yoksa iç mi; zahir miydi, yahut bâtın mı, kalıp mıydı, ya ki can mı? Var olmak mı, varlıktan geçmek mi? Dünyaya gülmeye mi gelmiştik, ağlamaya mı; ölüyor muyuz, doğuyor mu? Sevgi neydi? Sabah evden çıkarken özlemeye başladığımız bir ses miydi? Hatırlayanınız var mı, sevgi neydi?
İşte, hep buydu olan: Annen beni gerçekten sevdi, biliyorum; ama neydi bu ‘sevgi’ — onun yalnızca daha önceden edinmiş olduğu bakış bi- çimlerine verdiği addı. Beni, hep, ya yanlış an- ladı, ya da hiç anlamadı. Beni hiçbirzaman sahi- den ben olarak göremedi ki — o zaman kimdi Annen’in ‘sevdiği’?... Bende ben olmayan birini — hatta birşeyleri— ‘sevdi’; sonra, bekledikleri- ni bulamadıkça, duygulan — o sevgi’si— nefrete dönüşmeğe başladığı zaman da, ne yazık ki, gene, ben değildim nefret ettiği kişi... Beni tanıyarak, bilerek, görerek; sahiden ben olan benden nefret etseydi, inan, sevinirdim buna. Öyle olmadı.
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.