1984'ü YouTube üzerinden de yorumladım. Kitabı okumadan önce faydalı bilgiler edinebilirsiniz;
->> youtu.be/ZbCVXncwnvE_____________________________________________
Totalitarizmi iliklerinize kadar hissedeceksiniz!
Bu bir UYARI ve UYANDIRMA servisidir! Algılarınızı açınız!
Bir seçeneğiniz var ve bu seçenek size altın tepsi
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Sevgi, sevgi yaratan bir güçtür; güçsüzlük sevgi yaratamamaktır. Bu düşünceyi Marx çok güzel bir biçimden şöyle anlatır:" İnsanı insan olarak düşünün;onun evrenle olan ilişkileri de insanca olsun; o zaman sevgiye karşılık sevgi,güvene karşılık güven vb. bulursunuz. Eğer sanattan zevk almak istiyorsanız, sanattan anlayacak şekilde yetişmeniz gerekir;öbür insanları etkilemek istiyorsanız, onlar üzerinde gerçekten uyarıcı,geliştirici bir etki yaratabilecek durumda olmalısınız. İnsanlarla ve doğayla olan ilişkilerinizde istencinizin nesnelleşmiş biçimi olan gerçek bireysel yaşamınız ortaya çıkmalıdır. Sevgi uyandırmadan seviyorsanız , başka deyişle , sevginiz o durumuyla sevgi yaratmıyorsa , yaşamınızı seven bir kişi olarak ortaya koyup da sevilen bir kişi olamıyorsanız,sevginiz güçsüzdür,bir talihsizliktir."
"Kişi, başka birisine ne verir? Kendisinden verir; kendisinde bulunan en değerli şeyden, yaşamından verir. Bu, o kimsenin yaşamını öbür insan uğruna harcaması demek değildir; kendi içinde yaşattıklarından vermesi demektir: seçimlerinden, ilgilerinden, anlayışından, bilgisinden, nüktesinden, üzüntülerinden, içinde yaşayan şeylerin dışa dökülen her türlü belirtisinden bir şeyler verir karşısındakine. Böylece yaşamından bir şeyler vermekle onu zenginleştirir; kendi içindeki canlılık duygusunu hızlandırarak karşısındakinin canlılığını arttırır. Almak için vermez; vermek başlı başına eşi bulunmaz bir sevinçtir onun için. Ama vermekle karşısındakinde de bir şeyler uyandırmaktan kendini alamaz; gerçekten verdiği zaman, bunun karşılığında kendisine verileni almamazlık edemez. Vermek, karşıdaki insanı da verici yapmak demektir; böylece her ikisi de ortaklaşa bir şey yaratmanın sevincini paylaşırlar. Verme eyleminden bir şey doğar; bu eyleme katılanlar, her ikisi için doğan bu yeni yaşantıya karşı borçlu duyarlar kendilerini. Özellikle sevgiyi ele alırsak şu anlama gelir bu: Sevgi, sevgi yaratan bir güçtür; güçsüzlük sevgi yaratamamaktır."