Freud'a göre fanteziler -ve bir fobiyi yaratan fantezi- tılsımlı düşünme biçimleridir; fobi fantezisinde insan benliğinin bir parçasını kötü şeylerin başka bir mekânda bulunduğuna ikna eder, bunun tek nedeni aslında başka bir mekân olmamasıdır (ya da gerçek olan tek başka mekân, kişinin benliği- ne ait parçaları oturtamadığı mekândır). Nefret-nesneleri bulmak her bakımdan sevgi-nesneleri bulmak kadar gerekli olabilir, ancak insan barındırdığı kötülüğün bir kısmını hoşgörüyle karşılayabilirse -yani bu kötülüğü kabullenirse- dünyayı da bir miktar korkudan arındırmış olur. Bu psikanalitik tablo içerisinde tedavi, bir geri kazanma yöntemidir; hattâ insanın içinde yanlış yer edinmiş kişilerin geri kazanılması bile söz konusudur.
Teorik Açıdan Fobiler
Eğer, Freud'un inandığı gibi, kişi kendini denetim altına almaktan temelde aciz ise o zaman kişinin bir fobi edinmesi, içinde barındırdığı imkansızı bir başka mekana taşıması hep gelişim sürecinin bir parçası sayılmalıdır. Nefret nesneleri bulmak her bakımdan sevgi nesneleri bulmak kadar gerekli olabilir, ancak insan bu kötülüğü kabullenirse dünyayı da bir miktar korkudan arındırmış olur.
Reklam
Nefret-nesneleri bulmak her bakımdan sevgi-nesneleri bulmak kadar gerekli olabilir, ancak insan barındırdığı kötülüğün bir kısmını hoşgörüyle karşılayabilir­se -yani bu kötülüğü kabullenirse- dünyayı da bir miktar korkudan arındırmış olur. Bu psikanalitik tablo içerisinde tedavi, bir geri ka­zanma yöntemidir; hatta insanın içinde yanlış yer edinmiş kişilerin geri kazanılması bile sözkonusudur.
Sayfa 38 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Karşı tarafın söylediklerimizden çok söyleyiş Şeklimiz ve beden dilimiz etkiliyor. . Dürtüler kendini eylemle ifade etmek isteyen duygulardır dürtüsüzlük insanı tembelliği acizliğe ve Yalnızlığa iter dürtülerin aşırı ifade edilmesi ise acımasızlığa başkalarına kötülük yapmaya aceleciliğe sabırsızlığa alçakça olarak bilinen davranışlara sebep
İslâm"da sadece yapı malzemesi kullanılarak değil, rahmet ve bereket temelleri üzerinde inşa edildiği düşünülen ev (yuva), bütün bir mimarinin bambaşka bir ruha büründüğü bir mekândır. O bazen karşımıza Hira"dan yüklendiği vahyin ağırlığıyla "üstümü örtün" diyen Nebî"nin ve sevgili eşi Hz. Hatice"nin evi olarak, bazen
Sayfa 399Kitabı okudu