14 kısa öyküden oluşan teknik açıdan zayıf ancak ele aldığı konular ve sonuç açısından yakıcı olan Selo Başkanın ikinci kitabı Devran sade diliyle okurken okuyucuyu zorlamıyor. Öykü karakterlerin kimi zaman öngörülen kimi zaman da öngörülemeyen hareketleri kimi zaman okuyucunun beklentisinin aksine sürpriz sonuçlar ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Özellikle "Dedemin Krallığı öyküsü okuyucunun üzerinde bir karabasan etkisi uyandırmakta okuyucuyu fazlasıyla duygulandırmaktadır. Devran tema ve konu itibariyle empatinin, saygının, sevginin, emeğin ve yüzyıllardır Kürt tarihinden eksik olmayan direngenliğin kitabıdır. Selam sevgi ve saygıyla yoldaşım arkadaşım ve meslektaşım Demirtaşa:)
Aziz Nesin ismini çocukluğumdan beri hep duyar, kitaplarını da görüp okumak isterdim. Bu kitapla da yazarı tanımış oldum. Gerçekten çok güzel öyküler vardı, zaman zaman tebessüm ettirdi çoğunlukla da kahkalarla güldürdü beni. Özellikle 'Altı Bekçi Atlıkarıncada' öyküsü beni bol bol güldürdü. Aziz Nesin'in yazım dilini çok beğendim, gerçekten Türk Edebiyatı'nın önemli isimlerinden. Güldüren- düşündüren tarzda okuduğum en iyi öyküleri içeriyordu kitap. Yazardan daha çok kitap okumak temennisiyle, sevgi ve saygıyla anıyorum..
Aziz Nesin'den Çocuklara En Güzel ÖykülerAziz Nesin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2013476 okunma
Başkaları için yaşamak
Sevgili Nihan Kaya toplumumuzda alışıla gelmiş, kabullenilmiş geleneklerimize, düşüncelerimize bu kitapta adeta başkaldırı içerisinde. Bu kitap sayesinde aslında üzerine hiç düşünmediğiniz sorgulamadığınız şeyleri sorgularken bulacaksınız kendinizi. Sünnet Düğünleri,Düğünler, Kına Geceleri vb. konularda ki düşüncelerini okumanızı kesinlikle
Uzun zamandır okuduğum en etkileyici kitaplardan biriydi.
Kitapta tasavvuf anlatılırken Bizim Yunus'un yaşadıkları bizlere aslında yaşadığımız zorlukların bizleri her adımda pişirdiğini ve hiçbir zaman pes etmememiz gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Üstelik Yunus Emre'nin Sitaresine olan sadakati ve unutmak değil Yıldızını Güneşe yaklaştırışı, günümüzde çoğu insanın atladığı o yegane duyguları hatırlamamızı sağlıyor.
Çektiği acılar onu her geçen gün Allah'a biraz daha yaklaştırdı.
Okurken bitmesin dediğim bir kitaptı. Tavsiye ederim
Tapduk Emre, Bizim Yunus, Aslanlı Hünkar ve daha nicesine sevgi ve saygıyla..
R.I.P. Aleksander
Bu kitap gerçekten çok güzeldi. Diğer iki kitaba nazaran bence açık ara daha iyiydi. Aksiyon çok fazla var. Önceki kitaptaki bayan yerler yok ve Alina'nın gücünü biraz daha iyi kullanmaya başlamasını görmek daha da heyecanlandırıyor. Ana hikayenin son sayfasına kadar heyecanla okudum ve yan hikayelerin olması da üç kitaba da ayrı bir tat katmış.
Bu seriyi okuyun derim. Keyifli okumalar
Aleksander'ı sevgi ve saygıyla anıyoruz...
Kitabi çok fazla söz ile değerlendirmek gerekmiyor.
Öykülerin içeriği sevgi, merhamet, iyilik, kötülük, iyi ahlak, kötü ahlak, zengin, fakir gibi noktaları barındırıyor. Ayrıca Tanrı inancı da önemli bir yere sahip.
İnsan ne ile yaşar sorusuna, ben bu kitabi okuduktan sonra su cevabi veriyorum: Tolstoy'a göre İnsan sevgi ve Tanrı inancıyla yaşar.
Yüzde 80 katılıyorum diyebilirim. Sevgi önemli, ama Tanrı inancı yerine genel bir inanç daha uygun olurdu. Ama yazarın yaşadığı dönemde genel inanç/inançlar algısı toplumlarda yer edinmediği için inanç söz konusu olunca Tanrı inancı akıllara geliyor idi.
Şimdi ki dönemce inanç algısı daha farklı algılanıyor. Herkesin kendine göre bir değeri olduğuna kanaat getiriyoruz, bu yüzden herkesin kendi inancını, nasıl bir inanç denilmeksizin, saygıyla karşılıyoruz.
Dolayısıyla insan ne ile yasar sorusuna bu dönemde söyle cevap verebiliriz: İnsan "Sevgiyle ve İnandığı Değerle...." yaşar.
