Ona niçin böyle ufak tefek şeylerle eziyet ediyor? O kocasını seviyor, birbirlerini seviyorlar. Müşterek yaşamda en önemli şey bu değil mi? Aralarındaki sevgi bazı şeyleri görmezden gelmeye yetmiyor mu? Genç kadın onu anlayamıyor. Bir zamanlar o yüreği yufka biri değil miydi? Şimdiyse karısından niçin bu kadar uzaklaştı?
-Biz Memurlar- Şiiri (Hürdemi) (Günümüz tasviri ile)
Umut ile girdik işe
Günden güne eriyoruz
Canımızı taktık dişe
Unu ipe seriyoruz
Pazarda yetmiyor para
Çoluk çocuk düştük dara
Sofrada yarma bulgura
Kuru soğan kırıyoruz
Zam gelir şekere çaya
Ücret erir aydan aya
Meydanlara gidip yaya
Hakkımızı arıyoruz
Sömür yıllar boyu sömür
Borç içinde geçti ömür
Yetmeyince kışın kömür
Cama naylon geriyoruz
Memur Hürdemi de neyler
Haksızlığı böyle söyler
Vergi ödemezken beyler
Biz peşince veriyoruz.
Sevgi için birbirini "anlamaya" gerek yoktur mu diyorsun? Yanılıyorsun güzelim. Ben de uzun zaman böyle söyledim, bunu bir şikayet olarak dünyaya haykırdım. Sevgi vardır ya da yoktur; neyi "anlamak" gerekiyor ki? Arkasında bilinçli bir maksat olan duygunun değeri nedir? Eh, bu işlerin böyle olmadığını, her şeyi "anlamak" gerektiğini insan yaşlanınca görüyor. Her şeyi öğrenmek zorundayız, sevgiyi bile. Evet, sen kafa sallayıp gülümsesen de bu böyle. İnsanız ve her şeyi aklımız yoluyla yaşıyoruz. Duygularımız ve heyecanlarımız bile akıl vasıtasıyla dayanılır ya da dayanılmaz oluyor. Sadece sevmek yetmiyor.
Senden ayrı düşeli, ben aklımla görürüm:
Bana göstersin diye yöneldiğim yerleri
El yordamından medet umarım yarı körüm;
Gözüm görür gibidir ama sönmüştür feri
Bu göz, gönlüme hiçbir gerçek iz göstermiyor,
Ne kendi gördüğü kuş ne çiçek ne bir varlık;
Türlü görüntülerden akla hiç pay vermiyor,
Ama bir iz tutmaya gücü yetmiyor artık.
Görse bile en kaba ya da en ince yüzü,
En çarpık yaratığı, en çok sevgi vereni,
Dağları ve denizi, geceyi ve gündüzü,
Kargayı ve kumruyu, hepsinde bulur seni.
Başka şey sığmaz, dolmuş seninle tıklım tıklım,
Gözümü sahte yapar gerçeği gören aklım.