Bir Bilim Adamının Romanı; Bilinmeyen, anılmayan, ismi bir parka dâhi verilmemiş, kitabın yazarı Oğuz Atay'dan ünlü matematikçi Cahit Arf'a, zamanın başbakanı Süleyman Demirel gibi nice büyük bilim insanına nice devlet adamına hocalık, dostluk etmiş, hocalıktan öte insanlık dersi vermiş, öğretmekten ötesi öğrenmenin, düşüncenin penceresini
Tamı tamına adında yazdığı gibi :
"Ayet ve Hadislerin Işığında" Sevgi ve Dostluk anlatılmış. Çok güzel bir kitap çıkmış ortaya, Allah yazandan, düzenleyenden razı olsun. Akışta insan yaptıklarının söylediklerinin farkında olmuyor. Herkesin hayatında bir uyarıcı olması şart. Benimki kitaplar. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Ne zaman
Merhaba sevgili okurlar,
Olay örgüsü ve karakterleri bulunmayan bu kitabın eylemi: gitmek
“Duygular, duygular, duygular. Bırak kentleri, bırak yapıların görkemini, yoksulluğunu, bırak yolları, istasyonları, insanları, yabancıları, sevdiklerini, çocukluğunu, ölen uzaklardaki insanlarını, bırak, bırak, bırak içinde seni kemiren seni bırak. Bak
Posta Kutusundaki Mızıka Alıntıları
Demek başka bir zamana bırakılmamalı mektuplar; yansıtmalı anı. Demek bir köşede yazılmalı mektuplar. Sayfa: 7
İnsanı mutlu eden şeyler aynı zamanda onun felaketinin de kaynağı olabiliyor.(Goethe) Sayfa: 16
Eksik bilgi bizi yanlış adreslere götürür . Arkadaşlıklar dostluklar ortaklıklar ve evlilikler hep
Boş yere yorulma gönül
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.
Bülbül sevse de kurur gül
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.
Sebepler var ağır basar
Seneler arayı keser
Sevilenler çabuk küser
DİLHUN: Elimde değil çok duygulandım, yine gözyaşlarımın akmasına engel olamıyorum, nefesim hızlanıyor,
ayaklarım titriyor. .. Ben küçükken yaramazlık yaptığımda
annem beni tek başıma odada bırakarak ceza veriyordu.
Belli bir zaman sonra çok sinirlemeye haşlıyordum. Annemin beni sevmediğini, sevseydi hu kadar süre tek başıma kalıp üzülmeme izin vermezdi diye düşünürdüm. Bu o
kadar kötü bir duygu ki... Sonra da annem beni terk eder,
daha çok kızar ve sevmez diye susar peşinden hiç ayrılmamaya çalışırdım. Şimdi hile anlatmaya kelimelerim yetmiyor. Küçücük bir ruh ve beden sevilmediği duygusuyla nasıl
baş edebilirdi ki? Bundan daha büyük bir ceza olabilir miydi onun için?
VAVEYLA: Burada annen düzeni korumak için sevgi,
den feragat etmişti. Eğer annen cezayı çok kısa tutsaydı bir
süre sonra senin odadan çıkmana izin verseydi düzen gereksinimine ihanet etmiş ama seninle arasındaki sevgi veaidiyet duygusunu güçlendirmiş olurdu. Senin göz hizana
gelip de yapmanı istediklerine odaklanarak sana sevgiy,
le anlatabilseydi hem düzen, hem sevgi, hem de aidiyet
dengesini korumuş olurdu. Hayatta bazı şeylerin yola gir,
mesini veya yoldan çıkmasını sağlayan asıl şey ses tonu ve
zamanlamadır.
(Sevgi Soysal'ın) Şafak (adlı romanı), 12 Mart döneminde yaşanan karabasanı okura duyurabilen bir yapıt olmakla birlikte, bu başarısı onu kalıcı kılmaya yetmiyor. Romanın iki merkez kişisi aracılığı ile dile getirilen ana tema, yani küçük burjuva kimliğinden sıyrılıp işçi sınıfı ideolojisine içtenlikle sarılarak devrimci olabilme çabası, ancak romanın yazıldığı yıllar için güncel bir sorundu. Toplumsal koşulların hızla geliştiği Türkiye'de bu konu güncelliğini yitirmiş olduğundan, Şafak bugün sanatsal değerinden çok tarihsel değeri için okunan 12 Mart dönemi romanlarından biri olacaktır herhalde.
Benim Sevgili Aliye’m,
Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!” diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma... Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan