Şimdi geldim, Felice, yani vakit epey geç, ama sana yazmalıyım, senin dışında hiçbir şey düşünmüyorum, yolculuk sırasında gördüğüm her şeyin seninle bağlantısı vardı ve her birinin bende oluşturduğu izlenim, bu bağlantıların hoşluğuna ve nahoşluğuna göre değişiyordu. Konuşmamız gereken hala çok şey var Felice! Başımın içi karıncalanıyor. Ancak yüz yüze olunca fark ediyor insan, seyahat dışında bunu görmek mümkün olmuyor. Aslında şu an çok daha güven duygusuyla dolu olduğumu biliyor musun, konuşmamız gereken birkaç korkunç şey daha var ve bunun için keşke dışarıda olabilseydik. Biliyorsun, yakınlarda güzel bir göl de olsa ben seni hep çirkin yollara sürüklüyorum. Bütün bunlar gecenin bu geç saatinden mi kaynaklanıyor? Berlin’de bavulumu toplarken kafamda başka bir metin vardı. “Onsuz yaşayamam, onunla da yaşayamam” düşünceleriyle eşyayı birbiri ardına bavula tıkıştırdım ve bir şeyler göğsümü patlatmak üzereydi. Ama şimdi bunu açmayacağım, inanmazsın, saat şu anda 1. Artık yapacağım tek şey ruhumda o sevgili ele uzanmak.