Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
‘’ Yazarı Palissy, aynı zamanda Avrupa'da ilk kez porselen üretmeyi başaran kişidir. Bu önemli kitaba bakarken, Fahriye bir kütüphaneci gözüyle dört yüz küsur yıllık bir kitabın ne kadar iyi korunmuş olduğunu bizlere anlatıyordu ki, Niyazi birden eşinin sözünü keserek: "Yahu bizimkiler o zaman ne yapıyorlardı?" diye soruverdi.
Reklam
Kedi davasından
Hz. Muhammed, çok sevdiği yakınlarına lakaplar takmayı adet edinmiştir. Mesela Hz. Ali’ye taktığı lakap: Ebu Türab (Toprak Babası)’dır. Bu lakabı takışının da bir hikâyesi vardır ama sözümüzü uzatmamak için ona girmeyelim. Ebu Hureyre, bir gün Arap giysisinin geniş yeni içine bir şey koyarak Hz. Muhammed’in yanına gelir. Yeninde ne olduğunu sorar Hz. Muhammed. Oradaki yavru kediyi çıkarır Sahabe. Ve bunun üzerine Hz. Muhammed, “Ya Ebu Hureyre (Ey Kedicik Babası)” diye seslenir ona. Adı da böyle kalır. Sevgili Hacı Halifemiz-Evliya Çelebi, Ebu Hureyre’nin pek çok kedisi olduğunu söyler… Gelelim Hıristiyan Ortaçağına: “Papa Üçüncü İnnocent’in (1160-1216) Müşavirlerinden Saint-Dominique şeytanı siyah kedi şeklinde temsil etmiş ve kediyi uğursuzluk ve musibet sembolü saymıştır. O tarihten itibaren bu batıl itikat bütün dünyaya yayılmış ve memleketimize kadar gelmiştir. Bizde siyah kedi insanların arasındaki dostluğu bozan bir mahlûk gibi sayılmış ve iki kişinin arası bozulduğu zaman aranızdan kara kedi mi geçti, sualine maruz kalırlar.” (Değişik Milletler Tarihlerinde Kedi, Ord. Prof. Samuel AYSOY, Veteriner Fakültesi İç Hastalıklar Kürsüsü ve Kliniği Profesörü) Demek ki bitki ve hayvan düşmanı olan, hayvanlara saldıran ve bu nedenle bize karşı dava yaratan Morgül familyası Kur’an’ın, Hz. Muhammed’in ve Sahabelerinin yolundan gitmiyor. Onun takipçisi değil. 13’üncü Yüzyıl Vatikanı’nın yolunu izliyor.
Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Taha'nın ölümü
Ölen şehirlerdir Taha değil Kuruyan nehirlerdir Lambadır sönen kış dökülmüş içine Sonbahar yaprağı ırmağı emmiş Asfalttır çekilen sıva bereket toprağının Bu Tahanın ölümü değiş yürüyüşü mezarların Kabirlerin şamarıdır çağın yüzüne Geceye batışıdır taş bakışlarının Tarihle öpüşme bitmiş demektir Güneşten aya Aydan geceye inmiş demektir
Sayfa 59 - Diriliş Yayınları 11. Baskı 2016Kitabı okudu
265 syf.
7/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Spoiler içeriyor olabilir emin değilim. (Bu kelimeyi doğru yazdığımdan da emin değilim.) "Dostum, şehre götürmek üzere gül, sümbül ve reyhan toplamıştı. "Biliyorsun" dedim, "gülün ömrü az olur. Çok geçmeden ne gül kalır ne gülistan. Gelip geçici olana gönül bağlamak yanlıştır." "Ne yapalım o halde?" dedi
Gülistan
GülistanŞeyh Sadi Şirazi · Kapı Yayınları · 20135,5bin okunma
Nietzsche "Yeni Put Üzerine" (Yeni Video)
Merhabalar Sevgili 1k Okurları; Yeni bir video ile sizlerleyim: youtu.be/gR3no1IhD5w Bu videoda Friedrich Wilhelm Nietzsche'nin Böyle Söyledi Zerdüşt kitabının "Yeni Put Üzerine" bölümünü okudum. Nietzsche'nin devlet üzerine yaptığı yorum fazlasıyla ilgimi çekti ve sizlerle paylaşmak istedim. Hep sorar dururuz Devlet nedir
Reklam
Markopaşa · 3 Şubat 1947 · Sayı: 9 Markopaşa'nın bu sayısı ile kadroya Rıfat Ilgaz da katılmış olmalıdır. Ilgaz, Boğazlayan Ortaokulunda hastalanmış, 2 Ocak 1947'de İstanbul Validebağı Sanatoryumuna gelmişti. Kendi anlatımıyla Boğazlayan Ortaokulundaki görevine başladıktan (2 Kasım 0946'da atanmıştı) bir-iki ay sonra Markopaşa'ya katıldı
Bir yandan gazete yayımlanırken diğer yandan da mahkemeler sürmektedir. Bu sıralarda Markopaşa aleyhine gösteriler de yapılmaya başlanmıştır. Dönemin diğer gazetelerinde, satıcılardan aldıkları Markopaşa'ları yırtan yurttaşlardan söz edilmektedir. Eskişehir'de Markopaşa'yı getiren Toros Ekspresi'ne saldırı girişimi olur (Cumhuriyet ile Ulus,
Uğursuzluk
Evhamlı bir teyze ve kocası muayene için polikliniğe girdiler. Henüz yerlerine oturmamışlardı ki: ÇAT! Monitör uçtu. Bilgisayar çalışmaya devam etse de ve kablolarla ne kadar oynansa da monitör açılmadı. Bunun üzerine teyze, "Eyvah, bizim uğursuzluğumuz görüyor musun" minvalinde "Evham FM" frekansına bağlandı. :) "Niye senin uğursuzluğun olsun canım teyzem" dedim, "uğur ya da uğursuzluk diye bir şey yoktur. İlle bir şey düşüneceksek, niye şansıma doktorun yanında daha fazla kalma fırsatına kavuştum diye düşünmeyesin." Teyze tabi durumu böyle görüp de yarım saat özel terapi kotaracak hâlde değildi. Üzerine çökmüş kara bulutların neredeyse gözle görüleceği mooduna bakılırsa, tespit ettiği uğursuzluğun günün geri kalanında kendisine daha neler getireceği endişeleriyle meşguldü. Hayatta başımıza gelen iyi ya da kötü olaylar ekseriyetle mutlak iyi ya da kötü değildir, en azından bizim onları gördüğümüz gibi olmayabilir. O gün havaları soğutması, yan odadaki hastane personelini üşütmesi, elektrikli ısıtıcıyı fişe taktırıp iki polikliniğin birden monitörüne kısa devre yaptırması ve sevgili kuluna kendini daha iyi anlatabilmesi için vakit bahşetmeyi belki de murâd etmiş Allah'a ne diyebiliriz ki? "Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz." diyor ayette. O yüzden başa gelene ne lanetler etmeli ne de çok sevinmeli. Yolculuk vaktine dek Ortaköy'de çadır kurup çay demlemeli ;)
- Türkiye'deki üniversite ortamının yurt dışına kaçırdığı kıymetlerden sevgili meslektaşım ve arkadaşım Profesör Niyazi Gündoğdu, eşi Fahriye (kütüphane uzmanı ve tarih-biyo-bibliyografya yazarı) ve kızları Beril geçen gün bizi ziyarete geldiler. Kütüphanemde otururken kendilerine yeni aldığım ve pek ender bir eser olan Bemard Palissy' nin
Reklam
463 syf.
10/10 puan verdi
İlk söylemek istediğim şeyi hemen ifade etmek istiyorum: Kemal TAHİR’le tanışın. Esir Şehrin İnsanları benim uzun süredir okumak istediğim, radarımda olan bir kitaptı, ama sanırım yeterli motivem yoktu; bir arkadaşın bu seriye başlayıp beni de uyandırmasıyla ben de okumuş, tanışmış oldum. İyi ki okuduğum kitaplardan oldu. Sizin de listenizde ise
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 201910,2bin okunma
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
BİZ İNSANLAR NEDEN BU KADAR KÖTÜYÜZ
Kişinin her kitap okuyuşu aslında zihninde bir de yönetmeninin kendisi olduğu bir film çekişidir. Aytmatov'un bu kitabını okuduğunuzda uçsuz bucaksız Orta Asya bozkırlarında sarı ışıklı bir de film çekiyorsunuz. Velhasıl kelam; çok güzel bir kitap okudum, çok güzel bir film çektim. DİŞİ KURDUN RÜYALARI: "Geçmiş hayatı artık onun için hiç
Dişi Kurdun Rüyaları
Dişi Kurdun RüyalarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20236,8bin okunma
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.