"Kara kirpiklerinle dilime binlerce rahne vurdun;
Gel de hasta gözlerinden de binlerce dert devşireyim....
Ey gönlümle düşüp halkan sevgili, dostlarını hatırlamıyor musun?
Ben de dilerim seni hatırlamadan yaşadığım günü görmeyeyim!....
Âlem ihtiyardır, temelsizdir. Ferhad’ı bile öldüren bu zalimden feryat! Beni de hileleriyle şirin canımdan usandırdı!...
Ayrılık ateşinin hararetiyle gül gibi terlere battım,
Ey geceleri uyumayıp esen rüzgâr, bana sevgilimin bir kokusunu getir!...
Fâni olan bu dünya da sevgiliyle sâkiye feda olsun, Bâki olan öteki dünya da!... Âlem sultanlığını bile aşka feda olmuş görmekteyim...
Benim yerime başka birisini seçer mi, seçer.. Hüküm onun...! Fakat eğer ben, Sevgili yerine canımı ihtiyar eder, hayatımı ondan üstün görürsem, Can ve Hayat haram olsun bana!....
Bülbül sabahı kutlamakta, sâki, şenlesin? Kalk... Dün geceki rüyanın hayali başımda dönüp duruyor!...
Can verdiğim gece baş ucumdaki mum sen olursan, göçtüğüm gece yatağımdan doğruca hurilerin köşküne (cennete) giderim....
Bu mektubumda yandığım iştiyak sözleri, yalan yanlış sözler değildir, hepsi de tamamıyla doğrudur. Çünkü bunları bana Hâfız telkin etti, yoksa ben nerden bileceğim ki?....."
Hafız Şiraz-i