Sevgi neydi? Sevgi emekti...Sabırdı...Özveriydi...Parayla satın alınamayan değerlerdi...Sevgi zor günlerinde sahip çıkmaktı...Yollar dikenli de olsa, o yollarda kanaya kanaya ama dimdik, vazgeçmeden yürüyebilmekti...Sevgi geçici bir heves değildir...Cesur olanların işidir...Mesafeler ve zaman öldüremez sevgiyi...Sevgi o yokken bile sevmeyi bilmek, varlığına şükredebilmektir...İçinde fedakarlık içermeyen sevgi, gerçek sevgi değildir...Sevgi mücadele etmektir...ve en önemlisi; sevdiğini olduğu gibi, onu değiştirmeden kabul edebilmektir...Gerçekten sevebilecek kadar yürekli olanın sevgililer günü kutlu olsun..
Kültür, "medeniyet"in etkili bir göstergesidir. Hıristiyanlığın bir kutsal gününün "sevgililer günü" diye Türk toplumuna mal ettirilmesi gibi. Bu arada bir yeni Türk üniversitesi İngiltere'nin, aralarında eskiden kalma rekabet olan iki ünlü üniversite kürek ekibini İstanbul'a getirerek yarıştırmıştı. Oysa bu hareketin Nijerya'da da yapılacak bir Galatasaray-Fenerbahçe maçından farkı olmasa gerek. Nijerya'dan kimse iki ezeli rakip GS ve FB'yi ülkelerine davet edip maç yaptırmazlar. Ama bizi Boğaziçi Üniversitesi iki ünlü İngiliz üniversite ekibini davet edip geleneksel rekabeti yaşatmak için yarıştırır. Demek ki "geleneksellik" bir şekilde kültürün içindedir. Bu geleneği kendinde bulamıyorsan başkasından ithal edersin.
Reklam
Annemi,babamı,sevgilimi,engellileri,çocukları..ve daha ''özel bir günü'' olan her türü,cinsi tek bir günde hatırlamak istemememi destekleyen bir yazı. (Banu Avar Facebook sayfasından alıntıdır) ''Tartışmayı bilen'' herkesin okumasını ve görüşünü belirtmesini dilerim. Geçmişten bir yazı.., O 1864 de doğdu. 41 yaşında annesini kaybettiğinde ABD
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu. Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden. Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden -YAHYA KEMAL BEYATLI
Sevgili kitap dostlarım, D & R' daki 5 TL kampanyasını gözlerimle görmek için Forum İstanbul mağazasına gittim ve hayal kırıklığına uğradım. dr.com.tr/Kataloglar_/Bu-... adresindeki kitaplardan Forum İstanbul mağazasında maalesef yoktu. Öylesine indirimli gibi 3-5 kitap konulmuştu. Geçen yıllardaki gibi 5 TL
Onunla mimlenen biricik ilim noktasını çoğaltanlarsa Ali’siz cahillerdi. Resülullah, “Ene Medinetü’l- İlmi, Ali’yyun-Bâb’u-ha…” diyerek kendisinin ilmin şehri olduğunu belirtmiş, İmam Ali’yi ise bu şehrin kapısı ilan etmişti. Üstelik Kuran, “Evlere kapılarından girin!” diyerek İlahi İlme talip olanlara yolu da gösteriyordu. Gönül Evlerine –kendi Kâbelerine- girmek isteyen müminler önünde sonunda o kapıdan geçmek zorundaydılar. Ali tam da bu yüzden Velayetin Şahı idi. İmamet bu yüzden Nebilerin Varisiydi. Fetih Günü en yüce putu kıran Feta’nın Ali olması bundan sebepti. Mübahele Günü Resül adına Enfüs olmak bunu gerektiriyordu. Habibullah bir gün ona (İmam Ali’ye) insanların en şakisini sormuştu. İmam Ali, “Allah ve Elçisi bilir!” demekle yetindiğinde, Resülullah onun alnını tutmuştu ve “Şuraya vurup” sonra sakalını işaret ederek, “Şurayı kana bulayandır!” diye eklemişti. İmam o gün öğrenmişti mukadderatı. İnsanların en nasipsizi tarafından şehit edilecekti. İbn-i Mülcem adındaki o bahtsız kişi Hicret’in kırkıncı yılında Küfe’de sabah namazı için mescide gelen İmam’a zehirli kılıcıyla saldırmış, tam da Resül’ün ifade ettiği gibi başını yarıp sakallarını kanlar içinde bırakmıştı. Üç günlük sekerat sonrasında, İmam Ali Sevgililer Sevgilisine kavuşmuştu. Tıpkı Resülullah’ın vaktince – altmış üç yıl- yaşamış, böylesi bir Ramazan gününde oğullarının kucağında ruhunu Sahibine teslim ederken O’na dünya diliyle son bir kez bu sözlerle şükretmişti: “Kâbe’nin Rabbine hamd olsun!”
Reklam
Bir dönem gurbette o "Sevgililer Günü" yanlızlığını bizzat tecrübe ettim. Okyanusun ortasında susuzluk çekmek gibi bir şeydi. Parka tahterevallisinin karşı kefesini dolduracak arkadaş bekleyen bir çocuk hüznü... Öksüzlere özgü bir "Anneler Günü"...
Dünya üzerinde herkesin aynı anda kutladığı bir gün ne kadar özel olabilir anlamış değilim. Sevgililer günü vay bee!
SESSİZ GEMİ Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Reklam
Sevgililer Günü Aldatmacası Üzerine Sahtekârlıklarını şahsen tecrübe ettiğim yerli yabancı kimi hatunların sanal ortamlarda aşktan meşkten bahsetmeleri beni artık sadece güldürüyor. Boş bir düğün salonunun aralık kapısından içeri bakıp hasat mevsiminde kaldıracağı hasılatı düşünen garip bir 'köylü kurnazlığı' kalıyor süslü püslü aşklardan geriye. Bir şekilde bana 'bulaşmış' olmalarını kendileri adına bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Her ne kadar kendileri farkında olmasalar da hükmen mağlup oldular aşkta ve şiirde. Bana gelince suya yazdığım mektuplardı düş kırıklıkları zamanın nezdinde. Netice itibariyle yok hükmünde!..
Bana candan bir kez "aşkım" Diyen mi var senden başka?.. youtu.be/l0VK260mIos Sevgililer günü filan boş şey. Allah annelerimizi korusun.
kanvekuller.blogspot.com.tr/2016/02/1q84-ha... Yazımda kadınları ve aşkı Murakami'nin 1Q84'ü ile Patrick Rothfuss'un Kralkatili güncesi ile birlikte anlatmaya çalıştım. Hem sevgililer günü hem de özgecan faciasının yıl dönümü olması sebebiyle kadınları anlamaya ihtiyacımız var. Ayrıca bu konudaki önceki yazılarım kanvekuller.blogspot.com.tr/2015/03/kara-el... kanvekuller.blogspot.com.tr/2015/04/zaman-c... kanvekuller.blogspot.com.tr/2015/05/madame-...
Resim