Çok fazla şey öğrenmişsin. Çok çeşit insan tanımışsın, farklı hayatlara girip çıkmışsın. Bir yer gelir, karşılaştığın herkes sana eksik gelmeye başlar. Ne kadar küçüktür dünyaları! Ne kadar uyduruk varsayımlar üzerine kuruludur yargıları! Ne kadar emin görünürler kendilerinden! Kimliklerini, folklorik bir kıyafet gibi üstlerinde taşırlar. Bu:
Sayfa 151 - Liberus Kitap / III. ŞİRİNCE / Müjde / 39. Odysseia 10,212 v.d.Kitabı okudu
ne zamana kadar bu huyunuzdan vazgeçeceksiniz? Durmadan tazelenen, durmadan değişen bu şüphelere karşı elimden ne gelir? Kendimi müdafaa etmeliymişim, diyorsunuz! Ne hususta? Seyahate çıkmak istediğim, sevdiğim, ıstırap çektiğim, ümitsizliğe düştüğüm için mi? Zoraki bir neşe göstersem, bu neşemden bile alınıyorsunuz. Sizinle gitmek için her şeyimi
Sayfa 283Kitabı okudu
Reklam
Ne emelin sonu ne de aldanmanın sınırı vardır
İşin en garibi insanın selamette olduğunu sanarak aldanması ve durumunu daha sonra ıslah etme emelini taşımasıdır. Oysa ne bu emelin bir sonu ne de aldanmanın bir sınırı vardır. Sağlık ve esenlik içinde her sabahlayıp akşamladığında kişinin aldanışı artar ve emeli uzadıkça uzar. Akranlarının gittiği diyarı, kardeşlerinin ahvalini ve sevgililerin kabirlerini görmenden ve sayılı günler sonra onlar gibi olacağını bilmenden daha tesirli bir öğüt var mı? Sonra sen uyanamadan bu dünyadan gidiyorsun ve başkası senin sayende uyanıyor! Vallahi bu ahmakların işidir!
Sayfa 164 - Tahlil YayınlarıKitabı okudu
Usta’nın yapıtına karşı çılgınlığa varan bağı
“Ne!.. Yarattığım kadını, eşimi size göstermek mi? Tertemiz mutluluğumun üstüne örttüğüm örtüyü yırtmak mı? Korkunç bir ahlaksızlık olmaz mı bu? On yıldır bu kadınla yaşıyorum ben. Yalnızca benim o; ve beni seviyor. Vurduğum her fırçada bana gülümsemedi mi? Bir ruhu var onun, benim ona verdiğim bir ruh! “Benden başka birinin bakışları onu
Mustafa Kemal'in ilk aşkları
Selanik'te güzelliği dilden dile dolaşan bir şantöz vardır. Kalyopi 30 yaşlarında genç ve uzun boylu bir kadın mahallemizin zenginlerinden Cafer efendi kalyopi ye vurgundur bir gün kapımız çalınıyor büyük kardeşim Mustafa Kemal yıldırım hızıyla basamaklardan süzülerek aşağı iniyor biraz sonra misafirimizin kim olduğunu anlıyoruz odaya koyu siyah
Bir dakika evvel elimde kalem, kâğıt yok iken seninle konuşuyor ve sana yazıyordum; elimde kâğıt kalem olmadığını söylediğim veya yazdığım halde senin karşımda olmadığını söyleyemedim. Bunu bir şair kafası veya fantezisi farz et. Sen karşımda idin. Bunu söylemek güzel bir şey değil; fakat samimi, hem galiba, bugün benim gibiler sevgililerinin
Sayfa 51 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
52 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.