Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Bu Japonyada gerçektende yaşanmış bir hikayedir. Bu hikayenin üstüne filmler yapılmış, hikaye üzerinden kurgu kitablar yazılmıştır. Hikaye ise şöyledir: “Hachi” Japoncada “sekiz” anlamına gelmektedir ve Hachi doğan kardeşlerden sekizinci olduğu için bu ismi almıştır. Hachikoyu 3 aylıkken bir profesör sahiplenmiştir. Hachiko, kısa sürede sahibi
Hachiko
HachikoLeslea Newman · Yakamoz Yayınları · 20201,922 okunma
Mevlidi Şerif
Allah adın zikredelim evvela, Vacib oldu cümle işte her kula. Kim ki, Allah adını önce ana, Her işi kolay eder Allah ona. Allah adı olsa her işin önü, Asla ebter olmaz o işin sonu.
Reklam
O boşluk yalnız ölümle mi olur?
Dördüncü Bölüm 1 İnsan ölmekte olan bir hayvan gördüğünde içini korku kaplar: Sanki kendisi, kendi içinden bir şeyler gözleri önün de yok olmakta, varlığı sona ermektedir. Ama ölmekte olan bir insan, sevilen, değer verilen bir insansa, yok olan ha yat karşısında korkunun yanı sıra yüreğinde bir boşluk, bir yara hisseder ve bu yara, fiziksel bir yara gibi bazen öldürür bazen iyileşir; ama dışarıdan rahatsız edici bir temas geldi mi her zaman acır ve içine kapanır.
Sayfa 683 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınları (2.cilt)Kitabı okudu
184 syf.
5/10 puan verdi
Ben kolay kolay 5 ve 5'in altında puan vermem aslında, genelde seveceğim kitaplara elim gider ve pek de yanılmam seçimlerimde, çok sevilen ama benim bağ kuramadığım bazı kitapları oylarken de "Haddim değil." diye düşünürüm bazen, bu kitap için de "Haksızlık mı ediyorum?" diye sordum kendime ama bir yandan da "Neyi kaçırdım acaba, bir şeyi mi atladım, okuduğumu mu anlamadım, yoksa iyiden iyiye hissiz bir insan mı oldum?" deyip durdum öyküleri okurken. Hakkında yazılan iyi yorumları okudum, o yorumlarla bakmaya çabaladım ama yapamadım. Yok, 2 öykü dışında ben bu kitabı bir türlü hissedemedim ya. Bugün Bize Kim Geldi ve Sevgili Mektupkardeşim öykülerini sevdim yalnızca, Sezgin Kaymaz'ın hayvan sevgisi ve merhameti içimi ısıttı, hatta yüreğimi burktu. Diğer öykülerde ise ne yazık ki komik bulunan kısımlar komik gelmedi, hüzünlü denilen yerler beni etkilemedi... Günlük dil ve argo kullanımı işlevsel olduğunda gözüme hiç batmaz, burada da batmadı ama çok fazla tekrara düştüğünü hissettim. " "Başka da bi' şeycik demem!" deyip daha bi' sürü şeycik dedi." cümlesi ilk okuduğumda gülümsetti ama iki, üç, dört, beş... Derken tadı kaçtı mesela benim için. Sezgin Kaymaz'ın kendi yaşamını, kendi küçüklüğünü, kendi eşini, kendi kedilerini/köpeklerini anlattığını anladım, çok da severim kişisel anlatıları fakat bu kez olmadı be! Neyse, yazarın en merak ettiğim kitabı falan değildi, "daha da okumam"lık bir hissim de yok, merak ettiğim diğer kitaplarına (Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir, Lucky, Geber Anne, Kün) ileride bir şans daha vereceğim.
Bugün Bize Kim Geldi
Bugün Bize Kim GeldiSezgin Kaymaz · April Yayınevi · 2016923 okunma
İlkel insanlarda Tanrı fikrinin oluşumu
"Bir çocuğun rüyaları, hayalleri ve korkuları bugünkü yetişkin bir insanınkilerden daha kuvvetli, hakikate daha yakın şeylerdir, iptidai insan ise bir nevi çocuktu. O, aynı zamanda hayvanlara daha yakındı ve onların da kendisininkilere benziyen saikleri ve tepkileri olduğunu zannedebilirdi. Hayvan dostu hayvan düşmanı varlıkların, hayvan tanrılarının mevcut olduğunu hayal edebilirdi. Acayip şekilli hayvanların, ağaç yığınlarının, nadir ağaçların ve buna benzer başka şeylerin Eski Taş Çağı insanına ne kadar önemli, mânalı, uğursuz veya uğurlu görünebilmiş olduğunu, rüya ve vehimlerin bu gibi şeyler hakkında yaratılmasına yol açtığı masal ve efsanelere anlatılır anlatılmaz nasıl çabucak inanıldığını anlamak için insanın hayali geniş bir çocukluk idrak etmiş olması lazımdır. Bu hikâyelerin bazıları hatırda tutulacak ve tekrar anlatılacak kadar iyi olabilirdi. Kadınlar onları çocuklara anlatırlar ve böylece hikâyelerin geleneği teessüs ederdi. Bu gün de hayali geniş olan çocukların icadettikleri uzun masalların kahramanı ya en çok sevilen bir bebek, ya bir hayvan, ya yarı insan nev'inden bir yaratıktır; işte iptidai insan da muhtemelen aynı şeyi yapmış, fakat o, yarattığı kahramanın hakikiliğine daha fazla inanmıştır. Hakkında bilgiye sahip olduğumuz en eski hakiki insanlar her halde çok konuşan yaratıklardı. Bu bakımdan onlar Neanderthal insanlarından farklı ve bu insanlara nazaran bir üstünlüğe sahip olmuş olabilirler. Neanderthal insanı dilsiz bir hayvan olmuş olsa gerektir. Şüphe yok ki, iptidai insanın kullandığı dil, muhtemelen, el işaretleriyle tamamlanan mahdut bir isimler kolleksiyonundan ibaretti."
Varlık Yayınları - XII. İptidai Düşünce
İnsan ölmekte olan bir hayvan gördüğünde içini korku kaplar: Sanki kendisi, kendi içinden bir şeyler gözleri önünde yok olmakta, varlığı sona ermektedir. Ama ölmekte olan bir insan, sevilen, değer verilen bir insansa, yok olan hayat karşısında korkunun yanı sıra yüreğinde bir boşluk, bir yara hisseder ve bu yara, fiziksel bir yara gibi bazen öldürür bazen iyileşir; ama dışarıdan rahatsız edici bir temas geldi mi her zaman acır ve içine kapanır.
Sayfa 683
240 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.