İnsanlara iyilik edeyim derken.
Bir gün bir narthex'in kamışı içinde,
Çaldım götürdüm insanlara ateşin tohumunu.
Bu tohum bütün sanatların anahtarı oldu,
Bütün yolları açtı insanlara.
Suçum bu işte benim tanrılara karşı,
Bu yüzden zincire vuruldum bu göklerin altında.
Yüce gökler, tez kanatlı yeller,
Irmakların akıp giden suları,
Denizlerin kıvrım kıvrım sonsuz gülüşleri!
Toprak, varlıkların anası.
Ve sen, Güneş, her şeyi gören koca toparlak!
Sesleniyorum size, gelin görün
Bir tanrıya neler çektiriyor tanrılar!
Norveç'in yüz yıllardır barış içinde yaşamış bir kasabasının Alman askerleri tarafından işgal edilişi ve bunun özgür halk üzerindeki etkisini anlatan "Ay Battı" son zamanlarda okuduğum en etkileyici kitaplardan biri olarak yeni yıla hızlı bir giriş yapmama vesile oldu...
Kitapla ilgili araştırma yaparken, 1943 yapımı bir film uyarlamasına rastladım ve heyecanla hemen izledim. O döneme göre başarılı olmasına rağmen bana göre yine de kitabın anlatımı daha etkileyici.
Steinbeck'in, herkesin tahmin edeceği tarihi kişiliği kitap boyunca ismini geçirmeden tam olarak anlatabilmesini bile ayrı bir alkış konusu olarak görüyorum.
İnsanların ve kasabanın yavaş yavaş nasıl değiştiğini, özgürlüğün baskıya nasıl tepki verdiğini, insan psikolojisinin derinliğini, sade ve sürükleyici bir anlatımla ve tabii ki büyük bir merakla okuyoruz...
Uzun zamandır kitaplığımda bekleyen, bazı kitaplar için hissettiğim ve bugün hikayemde paylaşırken sorduğum gibi "Ben sana nasıl bu kadar geç kaldım?" hissiyle bitirdiğim yeni yılın ilk kitabını, spoiler vermemek için ayrıntıya girmeden sonlandırırken "Fareler ve İnsanlar"dan daha çok sevdiğimi de buraya not olarak düşeyim.
Bol sürprizli, keyifli bir yıl olsun.
Sevgiler,
Ay BattıJohn Steinbeck · Varlık Yayınları · 19931,935 okunma