・Meçhul olan her şeyin kan dondurucu bir tarafı vardır.
・İnsanın en zor sınavının yine insan olması ne garip.
Reklam
・Güçlü görünmek adına her şeyi vakitlice yapma kuralını kim koyduysa insanlığa en büyük kazığı o atmıştır.
"bazen öyle olur. söyleyecek bir düzine cümlen varken nereden başlayacağını bilmediğin için susarsın. sıra sana geldiği halde susarsın. daha önce işe yaramadığı için susarsın. çünkü bilirsin; her savaş kendini tekrar eder ve bir gün er ya da geç bütün aşklar biter. çarpan bir kapının, kayıplara karışan bir adres olduğunu anlarsın. mutfak camından bakarsın o zaman hayata. şarap kadehindeki ölü üzüm tanelerinden. çöp kutularının kenarına tekmelenmiş kedi cesetlerinden. su birikintisine bırakılan kağıt gemilerden... böyle durumlarda daha da eskitir seni zaman. her geçen saniye biraz daha yaşlanırsın. içinde gündüze sığmayan, geceye de tutunamayan yaşlı, aylak bir dilenci gezintiye çıkar. avunacak bir şey ararsın. bazen öyle olur. bazen bir suçun, idam edilemeyecek kadar aciz olduğunu anlarsın.bazen öyle olur. "olsun!" ip dediğin bir elde ediş yöntemi. kimine dar ağacı, kimine kukla, kimine uçurtma. asıl mevzu nerede durduğumuz."
Kontrol edilemeyen benlikten daha tehlikeli bir şey varsa o da kontrol edilemeyen birden fazla benliktir.
Cehalet cam kapılara benzer, arkasına sığınsan bile görüntün değişmez.
Reklam
İnsanın savaşı kendiyle olunca cephane hiç eksilmiyor.
Güçlü görünmek adına her şeyi vakitlice yapma kuralını kim koyduysa insanlığa en büyük kazığı o atmıştır. Sahip olamadığın zamanın efendisi olsan ne çıkar..
İnsanı yıpratan şey, problemi çözerken problem çıkaranı yıpratmama gayreti. Siz naiflik yaparsınız ve sahip olduğunuz gücü kullanmamaya gayret edersiniz, o bunu korkaklık olarak adlandırır ve bundan cesaret alır; tâ ki taban tabana zıt duygularınızı ortaya çıkarıp ölümcül bir karanlığa bürünene kadar. İnsanın en zor sınavının yine insan olması ne garip! Ön sözsüz bir hayat isterdim: Ama dün için artık çok geç.
Bazen bir insanın sınırını zorlamakla bir ülkenin mayın döşeli sınırlarında gezintiye çıkmak aynı şeydir. Arada ufak bir fark olur, o da; insanların sınırlarını ve sizde yaratacağı tahribatı kestiremezsiniz.
Reklam
Varlığımızı kanıtlamak için çocukluktan itibaren çırpınıp dururken, dahası "evet" anlamında onaylanmak, ya da "hayır" anlamında reddedilmek korkularıyla savaşırken gösterilen reaksiyon olumsuz olunca nedense bozguna uğrayan cephe savaşçıları gibi umutsuz ve mutsuz bir ruh haline bürünüyoruz.
"bazen öyle olur. söyleyecek bir düzine cümlen varken nereden başlayacağını bilmediğin için susarsın. sıra sana geldiği halde susarsın. daha önce işe yaramadığı için susarsın. çünkü bilirsin; her savaş kendini tekrar eder ve bir gün er ya da geç bütün aşklar biter. çarpan bir kapının, kayıplara karışan bir adres olduğunu anlarsın. mutfak camından bakarsın o zaman hayata. şarap kadehindeki ölü üzüm tanelerinden. çöp kutularının kenarına tekmelenmiş kedi cesetlerinden. su birikintisine bırakılan kağıt gemilerden... böyle durumlarda daha da eskitir seni zaman. her geçen saniye biraz daha yaşlanırsın. içinde gündüze sığmayan, geceye de tutunamayan yaşlı, aylak bir dilenci gezintiye çıkar. avunacak bir şey ararsın. bazen öyle olur. bazen bir suçun, idam edilemeyecek kadar aciz olduğunu anlarsın.bazen öyle olur. "olsun!" ip dediğin bir elde ediş yöntemi. kimine dar ağacı, kimine kukla, kimine uçurtma. asıl mevzu nerede durduğumuz."
"Bazı insanlara gerçeğini gösterdiğinizde kendinden ya da gerçekten değil, sizden nefret eder."
"Bazı insanlara gerçeğini gösterdiğinizde kendinden ya da gerçekten değil, sizden nefret eder."
Sayfa 169Kitabı okudu
"Düşene kadar uçuruma yürüdüğünü bilmeyeceksin. Çarpana kadar düştüğünü, ölene kadar yaşadığını..."
Sayfa 109Kitabı okudu
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.