Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Canımın içi, yüreciğin yaralandı. Gücümün ve zayıflığımın karşı konulmaz yasasına uyuyorum diye zalim sanma beni. Senin yüreğin yaralandığı vakit, benim kabına sığmayan yüreğim de seninkiyle birlikte kanar. Muazzam küçük düşmüşlüğümün sevinciyle senin sıcak canının içinde yaşıyorum ve sen benim canımın içinde öleceksin; pek tatlı bir ölümle. Elimde değil; ben sana yakınlaşırken sen de başkalarına yakınlaşacaksın ve aslında aşktan başka bir şey olmayan o zulmün sevincini öğreneceksin. O yüzden bir süre beni ve bana dair şeyleri tanıyıp bilmek isteme; fakat şevkatli ruhunun bütünüyle güven bana."
Sayfa 27 - CarmillaKitabı okudu
Az bulunan şeyler vardır hayatta, sahip olduklarının değerini bilmek belki de bu yüzden elzemdir insan için. İyi gününü, başarını, sevincini seninle aynı coşkuda, aynı içtenlikle paylaşan, en az senin kadar mutlu olan insanlar gibi örneğin. Her yerde bulamazsın o güzel yürekli insanları, hayatında olanlara sımsıkı sarılmalısın. Çok inanırım, kötü günde herkes yanında olur insanın ama bu bir maske de olabilir, samimiyetinden emin olamazsın. Zor günde yanında gösteren maske ulaşılması ve takılması en kolay maskedir. O maske takılıyken kurulan cümleler bir hayatın en klişe cümleleridir, yürekten gelmek zorunda değildir. İçtenlik başka şey. Duygularını dürüstçe ortaya koymak, rol yapmadan, yüreğiyle birinin yanında olmak bambaşka bir şey. İyi gününü seninle aynı coşkuda paylaşabilen insanlardır en kıymetlilerin çünkü yüreğin en derininde saklı duygular bir maske yardımıyla taklit edilemeyen en güçlü duygular. Senin ayakta kalma mücadelende yanında hep dimdik duracak olan insanlar onlardır. Çıkarsız, hesapsız, olduğu gibi. Yüreği gibi. Yaptığı rollerle şüphe uyandıran değil, yüreğinin sıcaklığıyla seni sarıp sarmalayan insanlardır bu hayatta yaşadıklarını ve başardıklarını daha da anlamlı kılan. Onları unutmak bir kaybediştir. Bir şeyleri tek başına başarabilmek kadar, o başarıyla mutlu olabilecek olanları kenara itmemeyi de başarabilmektir gerçek başarı. Çünkü seni, zaferlerine ortak olacak kadar seven insanları uzağına koymak, azar azar tükenmektir. Tükenme.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
"Canımın içi, yüreciğin yaralandı. Gücümün ve zayıflığımın karşı konulmaz yasasına uyuyorum diye zalim sanma beni. Senin yüreğin yaralandığı vakit, benim kabına sığmayan yüreğim de seninkiyle birlikte kanar. Muazzam küçük düşmüşlüğümün sevinciyle senin sıcak canının içinde yaşıyorum ve sen benim canımın içinde öleceksin; pek tatlı bir ölümle. Elimde değil; ben sana yakınlaşırken sen de başkalarına yakınlaşacaksın ve aslında aşktan başka bir şey olmayan o zulmün sevincini öğreneceksin. O yüzden bir süre beni ve bana dair şeyleri tanıyıp bilmek isteme; fakat şefkatli ruhunun bütünüyle güven bana."
- Bilmek ile bulmak üzerine çok söz var. Tanımak önce geliyor galiba. Hele kendini tanımak.
Sayfa 179Kitabı okudu
- Bilmek ile bulmak üzerine çok söz var. Tanımak önce geliyor galiba. Hele kendini tanımak. - Nefsini bilen Rabbini bilir, derler ya.
makdonald5
Makdonald, "Ben de size böyle ısrar ediyorum," diyordu. "Fikrimi, isteklerimi yüz kez de olsa tekrar etmeye hazırım. Parazit veya yıkıcı olmayın, hayat kurucuları olun. Bunu bilmek yeterli değildir. Öğrenmek ve her zaman hatırlamak lazımdır. Hayatı inşa etmenin sevincini, ihtiyacını ve gerekliliğini hissetmek gerekir. İnsan merhem sürerek iyileştirilen herhangi bir hastalıktan veya romatizmadan mustarip olduğunda merhemi sadece hasta olan kola, bacağa, omuza veya göğse sürmüyor. Merhemi yedirerek sürüyor. Uzun bir süre defalarca, onlarca, yüzlerce kez, merhem etkisini gösterene kadar sürüyorlar.
Sayfa 168 - İndigo Yayınları, 26. Basım, Temmuz, 2019
Reklam
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
"Canımın içi, yüreciğin yaralandı. Gücümün ve zayıflığımın karşı konulmaz yasasına uyuyorum diye zalim sanma beni. Senin yüreğin yaralandığı vakit, benim kabına sığmayan yüreğim de seninkiyle birlikte kanar. Muazzam küçük düşmüşlüğümün sevinciyle senin sıcak canının içinde yaşıyorum ve sen benim canımın içinde öleceksin; pek tatlı bir ölümle. Elimde değil; ben sana yakınlaşırken sen de başkalarına yakınlaşacaksın ve aslında aşktan başka bir şey olmayan o zulmün sevincini öğreneceksin. O yüzden bir süre beni ve bana dair şeyleri tanıyıp bilmek isteme; fakat şefkatli ruhunun bütünüyle güven bana."
bilmek ile bulmak üzerine çok söz var. tanımak önce geliyor galiba. hele kendini tanımak.
Sayfa 179Kitabı okudu
"Hayatın asalakları değil, yıkıcıları değil, kurucuları olunuz. Bunu bilmek yetmez.Hatırlamak, güçlü bir şekilde hatırlamak gerekir. Hayat kuruculuğu görevinin gerekli olduğunu bilmeli, sevincini duymalı."
Sayfa 147 - Anonim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"Bilmek gerekir ki insanı motive eden en büyük güç yaşama sevincidir.Yaşama sevinci insana doğuştan verilmiştir;ancak bu his dünyada yıllar geçtikçe kırılabilir; azalabilir veya duruma göre artabilir.Ögretmen öğrencinin yaşama sevincini kırmamaya, azaltmamaya dikkat etmeli, hatta çoğaltmaya çalışmalıdır..."
Gücümün ve zayıflığımın karşı konulmaz yasasına uyuyorum diye zalim sanma beni. Senin yüreğin yaralandığı vakit, benim kabına sığmayan yüreğim de seninkiyle birlikte kanar. Muazzam küçük düşmüşlüğümün sevinciyle senin sıcak canının içinde yaşıyorum ve sen benim canımın içinde öleceksin; pek tatlı bir ölümle. Elimde değil; ben sana yakınlaşırken sen de başkalarına yakınlaşacaksın ve aslında aşktan başka bir şey olmayan o zulmün sevincini öğreneceksin. O yüzden bir süre beni ve bana dair şeyleri tanıyıp bilmek isteme; fakat şefkatli ruhunun bütünüyle güven bana.
Mektup gibi
Seninle bir trende rastlaşsaydık, benim yolculuğum o an bitmiş olurdu. Trenin saatte 500 km. hızla gitmesi, durumu değiştirmezdi. Seninleyken uçak havada asılı kalır, denizaltı istop eder, deniz buz tutar. Seninleyken her sey donuyor da zaman hızlanıyor... Tüm bunlar neyin alameti bilmek imkansız. Dünyanın tüm müzeleri havaya uçurulmuş, tozlar üstüme yağıyor sanki. Sen gözlerini her kırpışında yeni bir çağa giriyoruz. Sen gülümseyince muhit cennetin en lüks ilçesine dönüşüyor. Eros ve akrabaları arp çalıp vokal yapıyor, kalp seklindeki bulutlardan şurup yağıyor, dev papatyaları şemsiye olarak kullanıyoruz... Senin kalbinin coğrafyasında, senin ikliminde, kar boran, fırtınalar şifa verir yeminle. Kaybolmaktan memnuniyet duyduğum bir diyardaym. Diyar-ı Yadigarda yaşamanın sevincini ne yetirebilirim, ne bitirebilirim... Bir nehri geçerken, o nehrin huyu suyu da bize geçmez mi? Tabiatta konferans yoktur, şarkı vardır güzelciğim. Ikimiz, içinde yeminler geçen şarkılarla anlaşalım, haberleşelim. Bizi yaşatan bu şakraklıktır. Bir kuşun yuvasina inişi gibi, senin tebessümüne sığınıp saklanayım. İniş için izin istememe gerek olmasın... Mümkünse, lütfen. Turnikede takılmadan o gülücükte ağız tadıyla ikamet edeyim. Bana hayat veren öpücük de işte senin o söğüt yaprağı kavisli dudaklarından gelir anca. Kemiklerimi güçlendiren vitaminli ışınlar senin dişlerinde, gözlerinde depolanmış. Görüyorsun ya insan imparatorluk gibi çöküyor, orkide gibi diriliyor Yegane. İşte zar zor sığıyor aşk sonsuzluğa.
Sayfa 197 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
"Canımın içi, yüreciğin yaralandı. Gücümün ve zayıflığımın karşı konulmaz yasasına uyuyorum diye zalim sanma beni. Senin yüreğin yaralandığı vakit, benim kabına sığmayan yüreğim de seninkiyle birlikte kanar. Muazzam küçük düşmüşlüğümün sevinciyle senin sıcak canının içinde yaşıyorum ve sen benim canımın içinde öleceksin; pek tatlı bir ölümle. Elimde değil; ben sana yakınlaşırken sen de başkalarına yakınlaşacaksın ve aslında aşktan başka bir şey olmayan o zulmün sevincini öğreneceksin. O yüzden bir süre beni ve bana dair şeyleri tanıyıp bilmek isteme; fakat şefkatli ruhunun bütünüyle güven bana."
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.