Verdiğin Senindir
Vermek, taşınılan gücün en üst düzeyde anlatımıdır: verme edimi sırasında gücümü, zenginliğimi, kudretini hissederim. Bu üst düzeyde yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni sevinçle doldurur. Kendi kabıma sığmadığımı, har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı hisseyor, bu yüzden sevinçten uçuyorum.
ERKEK Tamam, bir sene on üç gün olması lazım . . . KADIN Eee, ayrıldığımızdan bu yana nasılsın bakalım? ERKEK Sevinçten uçuyorum. KADIN İyi, iyi. . . Ben de iyiyim, acayip sevinçliyim. ERKEK Güzel, biliyor musun? Üzülmemen beni daha da mutlu yapıyor.
Üretici bir kişilik için vermek, tümden farklı bir anlam taşımaktadır. Vermek, taşınılan gücün en üst düzeyde anlatımıdır: Verme edimi sırasında gücümü, zenginliğimi, kudretimi hissederim. Bu üst düzeyde yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni sevinçle doldurur. Kendi kabıma sığmadığımı, har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı hissediyor, bu yüzden de sevinçten uçuyorum. Vermek almaktan çok daha coşku vericidir. Bu, beni yoksullaştırdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığımın gücü yattığı için bu böyledir.
Vermek nedir? Çok kolay gibi görünüyorsa da bu sorunun yanıtı gerçekte karışıklıklarla belirsizliklerle doludur.Bu konuda en yaygın yanlış anlama,verme­nin bir şeyden''vazgeçme'' bir şeyden yoksun kalma,bir başkasının uğruna kurban olma gibi anlaşılmasıdır. Kişiliği gelişmemiş,yönelimleri hep banacı, sömürücü ya da istifçiliğin ötesine geçmemiş bir kişi sevme edi­nimini böyle anlar.Bezirgan kişilikli biri karşılığında bir şey alarak vermeye hazırdır, ona göre bir şey al­madan vermek kandırılmaktır.Ama yönelimi üretici olmayan kişi verme sonucu yoksullaşma duygusuna kapılır.Böylece bu tür birçok kişi vermeyi red eder.Bazıları da vermeyi bir özveri duygusu olarak ele alıp erdem, sayarlar.Kişi vermelidir, çünkü vermek acı çekmektir, onlara göre vermenin erdemi, bir şey uğ­runa özveriyi kabullenmekte yatmaktadır.Onlar için vermenin almaktan daha iyi olduğu duygusu, yoksun olma acısının, alma sevincinden daha iyi olduğu anla­mına gelmektedir. Üretici bir kişilik için vermek, tümden farklı bir anlam taşımaktadır. Vermek, taşınılan gücün en üst düzeyde anlatımıdır.Verme edimi sırasında gücümü, zenginliğimi, kudretimi hissederim.Bu üst düzeyde yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni sevinçle dol­durmaktadır.Kendi kabıma sığmadığımı,har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı, hissediyor, bu yüz­den de sevinçten uçuyorum. O vermek,almaktan çok daha coşku vericidir.Bu beni yoksullaştırdığı için böyle değildir,verme eyleminde canlılığımın gücü yat­tığı için,bu böyledir.
"namazımı kılıp geliyorum," diyor. "Dua et," diyorum "bizim için." "Ben seni gördüğüm ilk akşamdan beri rabbimden yalnızca seni istedim," diyor ve hızla uzaklaşıyor masadan. Arkasından baka kalıyorum, şaşırıyorum, seviniyorum,sevinçten havalara uçuyorum, donuklaşıyorum, ateşleniyorum, sinirleniyorum...
Sayfa 186 - @Dilek Bilgiç EsenKitabı okudu
Üretici bir kişilik için vermek, tümden farklı bir anlam taşımaktadır. Vermek, taşınılan gücün en üst düzeyde anlatımıdır. Verme edimi sırasında gücümü, zenginliğimi, kudretimi hissederim. Bu üst düzeyde yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni sevinçle doldurmaktadır. Kendi kabıma sığmadığımı, har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı hissediyor, bu yüzden de sevinçten uçuyorum. Vermek almaktan çok daha coşku vericidir. Bu, beni yoksullaştırdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığımın gücü yattığı için bu, böyledir.
Rapunzel "Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum." demiş. "Bana kur yapmaya gelen de pek zeki sayılmazdı. Düşünsenize! Bir kulenin tepesinde tuzağa kısılmışım, kaçamıyorum. Bu adam pencereme tırmanınca sevinçten uçuyorum. Hapis günlerim sona erdi sanıyorum ama koca budala, kuleden inip gidiyor. Her gelişinde gelecek sefere merdiven getireceğini söylüyor ama her seferinde de unutuyor!"
Vermek, taşınılan gücün en üst düzeyde anlatımıdır: Verme edimi sırasında gücümü, zengiliğimi, kudretimi hissederim. Bu üst düzeyde yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni sevinçle doldurur. Kendi kabıma sığmadığımı, har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı hissediyor, bu yüzden de sevinçten uçuyorum. Vermek almaktan çok daha coşku vericidir. Bu, beni yoksullaştıdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığımın gücü yattığı için bu böyledir.
Sayfa 44 - SayKitabı okudu
«Yaptığım her şeyin babamdan izler taşıması rahatlatıcı ya da tam tersine dehşet verici olabilir. Bana öğrettikleri sadece yapmak ve olmakla açıklanamaz. Kesinlikle onun bir parçasıyım. Kendimi ondan kurtardığıma inandığım zamanlar, geçici olarak sevinçten havalara uçuyorum. Ama kesinlikle uzun sürmüyor. Daha iyi veya daha kötü bir şekilde yüzeye çıkması, bir saat bile sürmüyor. Birbirimizden ayrı insanlar olduğumuza bir türlü ikna olamıyorum. Ben onun içindeyim, o da benim içimde. Ben ölüyüm, o hayatta… Bu bir gizem. Doğal olarak da kendimi anlayabilmem, onun kim olduğunu anlamama bağlı.»
Sayfa 167
2. Bölüm, Sevgi Kuramı, 1. Sevgi, İnsanın Varoluş Sorununun Yanıtı
Haset, kıskançlık, hırs, her çeșit açlık; bunların tümü tutkudur. Sevmek ise zorlama olmadan sadece özgür olunduğunda yaşanabilen, insan gücünü somutlayan bir eylemdir. Sevmek bir eylemdir; edilgen bir duygu değil. Bir şeyin "içinde olmaktır", bir şeye "kapılmak" değil. En genel biçimiyle sevmenin etken yapısı, sevmenin almak
Sayfa 43
Lucretia Yenge santral memuresi; hiç bir zaman fönü, ruju ve süsü eksik olmaz. Şehirde doğmuş. Çok şanslıymış! Gübre gördüğünde burnunu tutar. Tırnakları ojeli. Bizim köye pek gelmiyor ama bazen tatilde annem beni ona gönderiyor. O zaman sevinçten uçuyorum. Bir keresinde banyodaki sepetine burnumu soktum ve sadece bir değil, yirmi kadar, belki daha fazla oje şişesi olduğunu hayretle gördüm. Yüz tane var mıdır acaba?...
' Rapunzel "Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum," demiş. "Bana kur yapmaya gelen de pek zeki sayılmazdı. Düşünsenize! Bir kulenin tepesinde tuzağa kısılmışım, kaçamıyorum. Bu adam pencereme tırmanınca sevinçten uçuyorum. Hapis günlerim sona erdi sanıyorum.Ama koca budala, kuleden inip gidiyor. Her gelişinde, gelecek sefere merdiven getireceğini söylüyor, ama her seferinde de unutuyor!" '
Sayfa 35 - AD YayıncılıkKitabı okudu
Ne zaman güzel bir şey olacağını düşünsem sevinçten âdeta kanatlanıp uçuyorum ama işler tersine gittiğinde de fena hâlde yere çakılıyorum. Ama Marilla şu uçma kısmı gerçekten muhteşem oluyor, sanki gün doğumunun içinden geçmek gibi. Bence buna değer.
Sayfa 212
Ne zaman güzel bir şey olacağını düşünsem sevinçten âdeta kanatlanıp uçuyorum ama işler tersine gittiğinde de fena hâlde yere çakılıyorum.
Sayfa 212Kitabı okudu
Resim