Ben beş yaşındayken annem her zaman bana mutluluğun hayatın anahtarı olduğunu anlatırdı. Okula başladığım zaman sınavda bana büyüyünce ne olmak istediğimi sorduklarında "Mutlu olmak istiyorum" diye yazdım kağıda. Onlar bana soruyu anlamadığımı söylediler. Ben de onlara hayatı hiç anlamadıklarını söyledim.
Vaktini boşa geçirirken
savaşanlara karşı sevişenler…!
tek silahınız
sevişmek dört nala
ki ayıp değil
çırılçıplak uyanmak yan yana
en güzel direniş
silahları annesinin memesi sananlara
yine de
güzel anlatamazsın çirkin şeyi
bu dünyaya kıyanlara
sevişmek ister beden
lakin ruh bir tutam aşkı yeğler
ihtiraslı, sonsuz sevişmelere
göğüsler, dudaklar, kasıklar
amaç değil araç olur ancak
kalp başka bir ruha sarılınca
arzulamamak elde değil belki
gül kokulu bakir, bakire bedenleri
ki ayıp değil çırılçıplak uyanmak
bir bedenin yanında, yorgunca
ki ayıp değil keşfetmek, dolaşmak
bir başka bedenin tenhalarında
ki ayıptır sevgi taşımazken
yapmak tüm bunları,
unutmak insanlığını, hayvanca!
Tutumunuza bayılıyorum bana karşı
Sevginizi pek güzel saklıyorsunuz
Bir bakiyorum anlayışlısınız, incesiniz
Sonra sırtımdan bıçaklıyorsunuz
Kızmıyorum, üstelik hoşuma gidiyor
Değişikliği severim, bilirsiniz
İstiyorum kendinizi verirken
Hep böyle canımı acıtsın elleriniz
Sigaranızı avucumda söndürün dilerseniz
Bırakın tenim yanabildiği kadar yansın
Yeter ki doyalım artık birbirimize
Dudağımda diş izleriniz kalsın
"Ne ayıp şey, ne kötü başlık, ne çirkin bir hikâye ismi!
Ben de öyle düşünüyorum. Hadi bırakalım bir tarafa dünya halini, şu pahalılık içinde sevişmek?.. Hadi sevişmeyi de bırakalım bir yana, onu da şu aç insanlar içinde var sanalım. Ama neden konu diye seçelim. Ne ayıp şey!
Ayıp olduğunu biliyorum. Dindar birisi, "Günah bu zamanda!" bile der. Hem ayıp, hem günah doğrusu!
Doğrusu bu, doğrusu bu ama, elimde değilse ondan söz açmamak... Bir başkasıyla hem yalnızlığımı, hem ekmeğimi bölüşmeyi canım çekiyorsa... Yine hakkım yok, yine ayıp!.. Allah belamı versin aşka dair bir hikaye yazarsam. Hikayemin başına "Bir kravat hikayesi" de diyebilirdim.
Aşk nedir, diye düşünüyorum. Galiba Stendhal, "insanların en mühim, en büyük icadı," diyor. Zaman zaman herkes bir şeye benzetmiş. Üstüne ciltlerle kitap yazılmış. Halledilmiş bir mesele değil. Var mı yok mu, o da meçhul."
Sayfa 53 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yaşasın Orgazm kitabına hazır başlamışken aklıma gelen birkaç şey söylemek isterim.
yakın zamanda
Seks ve Ceza kitabını okumuştum. dm kutumda o kadar iğrenç mesajlar vardı ki, nedenini cidden anlamıyorum.
bu konuyu tabu olarak gören arkadaşlar; artık bu düşüncelerinizden sıyrılmanızı tavsiye ederim. siz nasıl dünyaya geldiğinizi sanıyorsunuz? sizi leylekler falan mı getirdi? bu konuda kitaplar okumak ayıp değil, günah değil. hatta bana göre okumamak ayıp zira kişi bedenini tanımadan, kendini tanımadan bir birey olduğunu nasıl iddia edebilir?
bu platformda okunan farklı kitaplar ile cinsellikle ilgili okunan kitaplar arasında hiçbir fark yok. kötü anlamda fark olduğunu düşünüyorsanız o da sizin kendi sapkınlığınız.
sevişmek, cinsellik, mastürbasyon kelimelerinden değil; savaş, cinayet, şiddet kelimelerinden utanın. zira ilki can verir, ikincisi can alır.
utanmayın, sıkılmayın ve bedeninizi tanıyın. baskılanan zihinlere kulak asmayın zira sağlıklı bir toplumun yolu sağlıklı ilişkilerden geçer. sevgiler :)
sevişmek ister beden
lakin ruh bir tutam aşkı yeğler
ihtiraslı, sonsuz sevişmelere
göğüsler, dudaklar, kasıklar
amaç değil araç olur ancak
kalp başka bir ruha sarılınca
arzulamamak elde değil belki
gül kokulu bakir, bakire bedenleri
ki ayıp değil çırılçıplak uyanmak
bir bedenin yanında, yorgunca
ki ayıp değil keşfetmek, dolaşmak
bir başka bedenin tenhalarında
ki ayıptır sevgi taşımazken
yapmak tüm bunları,
unutmak insanlığını, hayvanca!