Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
X Arabasına bindiğimiz zaman Prens: -Bakın aklıma ne geldi, dedi, bir yere gidip bir şeyler yesek. Ne dersiniz? -Bilmem ki Prens. Geceleri yemek yeme alışkanlığım yoktur. Sabit, kurnaz bakışını gözlerime dikerek: - Hem yer, hem konuşuruz, diye ekledi. "Anlaşıldı, açık konuşmak istiyor!" diye düşündüm. Benim de istediğim buydu zaten.
Bazan "Bir sigara daha içeyim, gideyim," derdim. Bazan Zaman'ı bütünüyle unutur, "şimdi"nin içine yumuşacık bir yatağa yatar gibi yayılırdım. ... Bazan yemekten sonra Füsun masadan kalkar, Limon'un kafesine gider, onunla arkadaşça konuşur ve ben, benimle konuştuğunu sanırdım. ... Bazan orada olduğumu unutur, sanki baş başaymışız gibi kendimden geçer, Füsun'a bütün aşkımı göstererek, uzun uzun, aşkla bakardım. ... Bazan Füsun üst üste iki gün aynı kıyafeti giyer, ama bana gene de değişik görünürdü. ... Bazan "Kar yağacak," derdi televizyon, ama yağmazdı. ...Bazan "Hava bugün ne soğuk değil mi," derdik. ... Bazan Füsun o gün getirdiğim küpeyi ya da broşu hemen takar, yemekte çok yakıştığını sessizce ona söylerdim. ... Bazan uzanıp Füsun'a dokunmamak için kendimi zor tutardım. ... Bazan ona "Seni seviyorum!" demek için dayanılmaz bir istek duyar, ama yalnızca çakmağımla sigarasını yakabilirdim. ... Bazan sofradaki kirli tabakları mutfağa ben de taşırdım. ... Bazan sırf Füsun un yanında oturduğum için çok mutlu olduğumu düşünürdüm. ... Bazan hayatın başka bir yerde değil, tamı tamına orada, o masada olduğu duygusuna kapılırdım. ... Bazan aramızda çok uzun süren sessizlikler olurdu. Bazan kar yağar, pencerelerin kenarlarında, kaldırımlarda tutardı. ... Bazan "Resmine bakalım mı Füsun?" derdim ben ve bazan bakardık ve o zaman Füsunla yaptığı resme bakarken, her zaman mutlu olduğumu anlardım.
Reklam
Sonra bir anda içimden gelen bir dürtüyle aklıma geldi: sana hatırlatmayı bir kez daha istiyordum. " Beyaz güllerinden bir tane verir misin bana?" "Memnuniyetle" dedin ve vazodan hemen bir gül çıkardın. " Ama belkide onları sana bir kadın, seni seven bir kadın hediye etmiştir" dedim " bilmiyorum. Onları bana birisi gönderdi ama kim olduğunu bilmiyorum: zaten bu yüzden onları çok seviyorum" Sana baktım, "belki de unuttuğun bir kadından gelmişlerdir!" Şaşırmış gibiydin. Sana dik dik bakıyordum. Bakışlarım " tanı beni, tanı artık!" Diye haykırıyordu âdeta. Fakat gözlerine yeniden arkadaşça, masum bir gülümseme gelip yerleşti. Beni bir defa daha öptün. Ama beni tanımadın...
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın