İnsan sevince nasıl da değişebiliyor? En başta gözlem yeteneği gelişiyor insanın. Sevdiğin insanı gözlemlemekle başlıyor her şey. Düşünmem dediğin ne varsa düşünüyorsun. Yapmam dediği ne varsa yapıyor insan. Belki de aşk böyle bir şeydi. Odile'in hoşlandığı insanlarla söylemlerinin değişmesi, bir çeşit aynileşmeydi ya da Isabelle' nin sırf Philippe' i seviyor diye onun bakış açısıyla hayatı anlamaya çalışmasıydı. Sevdiğine benzemeye çalışmaktı belki de. Dickie'nin yaptığı gibiydi aşk..Olası ihtimalleri kafanda düşünmek, sevdiğini sakınmaya çalışmaktı. Mütemadi bir sarhoşluk içinde onu düşünmekti. Sevdiğinin izini, ruhunu üzerinde taşımaktı. Ve aşk iklimler gibiydi, rolleri de değiştiriyordu duyguları da. Her duygu değişmeye mahkûmdu. Başlarda kitabı sıkılarak okudum fakat kitap bitince kendime şu soruyu sordum; bir kalbi sevmek için ne kadar fedakâr olmak gerekir? Aşk her şeyin üstesinden gelebilir mi? Isabelle'i kimi yerde takdir etsem de çoğu yerde yok artık dedim. Ben olsam sanırım bu kadar fedakâr olamazdım. Son olarak keşke yazgılarımızla isteklerimiz bir olsaydı.