Yaşar Kemal’i hepimiz bir yerlerden duymuşuzdur ama kaçımız onu tanıyoruz tam manasıyla.
1960-1993 yılları arasında yazdığı çeşitli konulardan oluşan kendi görüş ve düşüncelerini içeren yazılardan mevcuttur. Cesur kalemiyle beni etkiledi. Eğer henüz Yaşar Kemal’le tanışmadıysanız bu kitabıyla kendini tanıyaraktan başlayabilirsiniz.
Reşat Nuri'den okudugum ilk eser. Sonuna geldigimde gözyaslarimi tutamadigim ilk eser. Hak ettiğinden daha az ilgi görüyor diye düsünüyorum. Cirkin basrole sempati duyma nedenimdir sanirim. Sara´ya o kadar sinir oldum ki yaptigi sey yüzünden. Ziyanin böyle davranmasinin bir nedeni olduguna onu okumaya basladigim anda karar vermistim ama onu bu kadar sevebilecegim aklima gelmedi. Kesinlikle okuyun. Özellikle Ziyanin anlatiminin basladigi kisimdan sonrasi akip gidiyor.İnsana kendisini sorgulatıyor. Yüzü çirkin olanın içi de çirkin mıdır? Bizi bu önyargıya iten karşımızdaki insanın yüzünün çirkinliği mi yoksa bizim içimizin çirkinliği midir?
Sara güzel ve bunun farkındayken Homongolos çirkin ve o da çirkinliğinin farkındadır. Ayrıca tam bir kadın düşmanıdır. Bu iki zıt kutuplardaki insanların mektuplaşmaları sonucu psikolojik tahlilleri okuyoruz bir yandan.
Güzellik çirkinlik sevmek sevilmek için kıstas olmamalı dedirtiyor kitap kapağı kapandığında. Hayatlarımıza bencil, şımarık, kibirli insanlar dahil olmaması dileğiyle.
Bir Kadın DüşmanıReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20104,099 okunma
Sevilmek için sevmek şart değil beni sevmesi için onu sevdiğimi bilmesine de gerek yok.. Ona olan aşkım yalnızca benim zaafımdır, kimse duymadı bilmedi, benim içimde başladı ve benim içimde bitecek... Hayatımda okuduğum aşık olma durumunu en güzel anlatan, aşkı anlatan mükemmel kısacık bir kitap. Her cümlesi alıntı niteliğinde..
Âşkın getirdiği kıyas kabul etmez coşkuyu yüceltmeli mi yoksa insana hissettirdiği yoğun acı ve çaresizliği yermeli mi; insana hayat veren erdemlerini göklere mi çıkarmalı yoksa zalimliğini ve yanılsamalarını ifşa mı etmeli? (s. 18).
Öncelikle Lacan'da İmgesel, Simgesel ve Gerçek'e bakalım;
>İmgesel<, öncelikli olarak benliğe ve ötekilere
Doğduğumuz aile ve çevre hayatımıza direkt etki eder. Anne ve babamız, gözümüzü açar açmaz bağlandığımız kişilerdir. Yaşamımız onların bize bakmasına bağlıdır. Ve en önemlisi bir çocuk için anne ve baba demek “yaşam” demektir. Onların mutlu olması bir çocuk için, güvende olduğu anlamına gelir. Sevilmek, bakılmak, ilgilenilmek bir çocuk için çok
Bize sıkça sorulan 'sevmek mi sevilmek mi?' sorusunun cevabını bu öyküde kesinlikle bulduğuma inanıyorum. Kitabın kapağını kapattığınızda beni anlayacaksınız. Tavsiye ederim asla pişman olmayacaksınız.
