Diline , anlatım tarzına , kullandığı kelimelere istesem de diyecek bir şey bulamam ki buna kelime dağarcığım da yetmez zaten. Kendisi döneminin en iyi yazarlarından( bence ) ki günümüzde bile okunan eserleri, insanlarda farklı duygular uyandırıyor ve farklı izlenimler bırakıyor. Günümüzde istisnasız çoğu insanın Sabahattin Ali'nin mutlaka bir eserini okuduğunu düşünüyorum.
Bu eserde karşımıza çıkan Sabahattin Ali'nin 13 yıl boyunca eşine ve kızına yazdığı duygu dolu mektuplar ve Sabahattin Ali'nin sonsuz sevgisi oldu. Çok mektubunu okuduğumda kapaktaki aile fotoğrafına dönüp dönüp baktım. Gerçekten de o kelimelere dökülen sevginin o aile fotoğrafında yaşadığını gördüm. Hem hüzünlendiren hem de dile getirilen sevgi karşısında hayrete düştüğüm bir okuma oldu. Mektuplar gerçekten içten ve samimi duygularla yazılmış olduğu için okuması çok daha güzel oldu. Ama en çok etkilendiğim ve hoşuma giden noktalardan biri de Sabahattin Ali'nin kullanmış olduğu sevgi sözcükleri ve hitaplar oldu. Mektupların başındaki hitap sözcüklerini okurken ister istemez o hitapların canlı bir şekilde söylendiğini hayal etmiş olabilirim belki de.
Her anlamı ile güzel olsa da sonlara doğru durumun vahimleşmesiyle içimi bir hüzün yokladı.
Bu kısacık ömrüne bu kadar güzel şeyler sığdıran bir adamın eğer mümkün olsaydı daha uzun bir ömre neler sığdırabileceğini aklım almıyor inanın ki
Herkesin içini yumuşacık edecek sımsıcak bir sevgi...
Okunması gereken kitaplardan.
Güzel okumalar dileğiyle...