Inanç ve ameli ne olursa olsun herkes Allah Teâlâ'yı sevdiğini iddia edebilir. Fakat muhabbet, sadece iddiadan ibaret değildir; onun varlığını gösteren delil ve işaretlere ihtiyaç vardır. Ayet-i kerîme, Allah'ı seven bir kişinin, O'nun gazabını çekecek şeylerden mutlaka kaçınması ve hidâyet rehberi olarak gönderdiği Rasûlullah (s.a.v.)'e ittiba etmesi gerektiğini şart koşmaktadır. Hasan Basrî (k.s.) şu öğüdü verir: "Sakın ola ki, 《Kişi sevdiği ile beraberdir》 (Buhâri, Edeb 96; Müslim, Birr 165) hadis-i şerifi senin için bir aldanma sebebi olmasın. Sen iyileri sevsen de onlara ancak yararlı işler yapmakla katılabilirsin. Yahudiler de hıristiyanlar da peygamberlerini severler. Ne var ki onlarla hiç bağlantıları yoktur," Hasan Basrî'nin bu cümlesi üzerine İmam Gazalî (k.s.) şu açıklamayı yapmıştır: "«Kişi sevdiği ile beraberdir» hadis-i şerifi, yapılan işlerin pek çoğunda, hiç değilse bir kısmında ortak yan bulunmaz ise, kuru sevgi hiçbir mâna ifade etmez." (Hànî, el-Hadâiku'l-verdiyye, s. 318-319) Şu misâller Rasûlullah (s.a.v.)'in izinden yürüme ve onun sünnetine uyma bakımından ne kadar ibretlidir: Bişr-i Hafi (r.h.) der ki: "Bir gece rüyâmda Fahr-i Alem Efendimiz (s.a.v.)'i gördüm. Bana dedi ki: «-Ey Bişr! Allah senin değerini niçin yüceltti, bilir misin?» «-Hayır ya Rasûlallah!» dedim. Buyurdu ki: «-Benim sünnetime uyman, sâlih kimselerin hizmetinde bulunman, din kardeşlerine öğüt vermen, ashâbımı ve Ehl-i Beyt'imi sevmen, seni sålihlerin makâmına yükseltti.»" (Mahir İz, Tasavvuf, s. 184)
Sayfa 401 - Erkam Yayınları, 1. Cilt
Seçmek durumunda bırakılıyorlar", "zorlanıyorlar" dedim. Kim tarafından mı? Sadece her çeşidinden fanatikler ve yabancı düşmanları değil, sizin ve benim tarafımdan da, aramızdaki herkes tarafından. Gerçekten de hepimizin içinde kök salmış bu düşünce ve ifade alışkanlıkları yüzünden, bütün bir kimliği, öfkeyle ilan edilen tek bir aidiyete indirgeyen o dar, o sığ, yobaz, kolaycı yaklaşım yüzünden.
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
K E N D İ N E İ Y İ B A K ️ Tek solukta , tek oturuşta hiç kalkmadan bitirdim bu güzelliği . Hemde nasıl bir güzellik ! Değerlendirmeme geçmeden önce şunu söylemek istiyorum ; Lütfen okuduğunuz kitabın sadece içeriğine değil yazarın emeğine de bir değer verin . Kullandığım bir uygulamada çok üzücü durumlarla karşılaşıyorum . Yazarın
Ahmet Kaya - Kendine İyi Bak
Ahmet Kaya - Kendine İyi BakBirol Öztürk ·  Dokuz Yayınları · 2019353 okunma
176 syf.
8/10 puan verdi
#sigmundfreud’un bazı çevirilerde #uygarlığınhuzursuzluğu ve #uygarlıkvehoşnutsuzluk olarak çevirisi yapılmış olan #kültürdekihuzursuzluk adlı kitabı; kültürün üzerimizdeki etkisinden, benlik anlayışı ve benlik ile dış dünya arasındaki seçimlerden, eşyalara duyulan gereksiz sevgi ve bu sevginin bizi soktuğu durum/psikolojiden, ve son zamanlarda
Kültürdeki Huzursuzluk
Kültürdeki HuzursuzlukSigmund Freud · Say Yayınları · 20193,055 okunma
Zekânin kaynaklarını ustaca kullanarak geleceğe hükmedebiliriz. Bizi tembellik için elverişli hâle getirmek için duygusal eğilimlerimizi uyaracak, belirli belirsiz düşüncelere dalmamıza sebep olacak kitapları seçmek veya seçmemekte özgürüz. Her şeyden önce karakteri, hayat tarzı, kötü eğilimleri ve sahte sebepleriyle tembelliklerini meşrulaştıran arkadaşlarımızı, ister ani bir darbe ile istersek zamanla araya bir soğukluk koyarak ortadan kaldırabiliriz. Tehlikeli bir anda bizi boğulmaktan kurtarmak için yanimizda bir akıl hocamız yok; o hâlde yapılması gereken şey, alisilagelmisligin tehlikeli adasina hic yanaşmamak. Işte aklin düşmanı olan güçlerle mücadele etmemiz için gereken bütün araçlar bunlar.
Sayfa 70 - MorenaKitabı okudu
Yüzyıllar boyunca insan, özgür irade diye bir seyin var olup olmadığı üzerine kafa yormuş.lçinde bulundugumuz yüzyılın başlıca sorunsalı ise, seçme özgürlüğü. Sorunun odak noktası, anlamı sorgulamaktan, eylemi vurgulamaya dogru kaymış. Seçme hakkının sınırlandırılmasına, özgürlüğe tecavüz gözüyle bakıyoruz. Demokrasi deyince çoğumuzun aklına seçme özgürlüğü geliyor, totalitarizmin seçme şansından yoksunluk anlamına geldiğini düşünüyoruz. Seçme hakkı ve neyin seçildiği, bizim için çok önemli. Bu hak kişiliğimizin bir uzantısi, kimliğimizin bir parcası. Ancak, sürekli değişiklik ve belirsizlik gösteren bu evrende, her türlü seçim bir iddia ve gösteriş eyleminden ibaret. Bir seçim yaparken, bütünü düşünme ve kavrama firsatını kaçırıyoruz. Seçim yaparken taraf tutuyoruz ve bizimle birlik olanları yanımızda kalmaya, bize karşı olanlari bizim tarafımıza geçmeye iteliyor, seçim yapmayanları da unutulmaya mahkûm ediyoruz. Seçmek, böl ve yönet kuralını kendi kendimize dayatma yöntemidir. Seçerek ve taraf tutarak, gerek bilgiyi gerekse insanları bölüyoruz. Bölmekle, dogma haline gelen küçük bilgi parçaları ve hiçbir şeyi sorgulamayan bir kalabalığa dönüşen bir insan topluluğu üzerinde egemenlik kuruyoruz. Seçmekle, kendini haklı gören,başkalarını mahkûm eden insanlar haline geliyoruz. Bir tarafı, herhangi bir tarafı tuttuğumuz anda, totaliter olup çıkıyoruz.
Sayfa 114 - IletişimKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.